Türkiye'nin yetiştirdiği değerli bilim adamlarından biri Prof. Dr. Doğan Kuban . Adı sadece Türkiye'de değil dünyada saygınlık yaratıyor.
Çünkü, Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi, Amerikan Mimarlık Enstitüsü Şeref Üyesi, Türkiye ICOMOS kurucu üyesi.
Unvanlar daha da uzayabilir. Ama o unvanlar dünya çapındaki hocamızın ' feryat' etmesini ne yazık ki engellemeye yetmiyor.
Evet, Prof. Dr . Doğan Kuban gerçekten ' feryat' ediyor ve tüm Türkiye'yi ' imdat' diye yardıma çağırıyor.
Peki 79 yaşındaki bir bilim adamı neden Türkiye'ye ' imdat' çağrısı yapıyor? Nedeni şu; Divriği Ulucami ve Şifahanesi yavaş yavaş ölüyor. Ölüme terk edilen sıradan bir tarihi eser değil. Dünyada eşi olmayan BM Eğitim Bilim ve Kültür Organizasyonu UNESCO'nun 1985'te Dünya Mimari Mirası'na dahil ettiği 777 yıllık bir eser. İslam ve Türk sanat tarihinin yontusal nitelikte en büyük taş oyma bezeme eseridir.
Doğan Kuban hocaya göre, " O bir heykel. Ve dokunulmaması gereken kutsal bir emanet ." Restorasyon duayeni Doğan Kuban neden böyle konuştuğunu da şöyle anlatıyor: "50 yıldır çalışma yapıyoruz diye canına okudular. Bu işleri bilen yok. İşin içine ihale de girince kim ucuza yapıyorsa ona veriyorlar. Oysa bu eserler, kim daha iyi yapacaksa ona verilmeli." Manzara şu, Sivas'ın Divriği ilçesinde bulunan Divriği Ulucami ve Şifahanesi yanlış restorasyon ve kötü çevre koşulları nedeniyle yok olma tehlikesiyle yüz yüze.
Bunun için 2003'te Başbakan Tayyip Erdoğan da dahil birçok yetkili, eserin kurtarılması için ne gerekliyse yapılacağını söylemiş. Hatta bunun için 2.3 trilyon lira da kaynak aktarılmış. Sivas Valisi Hasan Canpolat ise eseri kurtarmak için restorasyon ihalesi yapacağını bile açıklamış.
İşte Prof. Doğan Kuban Hoca'yı korkutan gelişme de bu. Çünkü, Kuban Hoca'ya göre bu çaba eseri kurtarmayacak, aksine yıkımını hızlandıracak. Onun için ' Özel Yasa' çıkarılmasını istiyor ve şöyle diyor: "Haydarpaşa Garı'nın çevresinde 70 katlı binalar yapmak için özel yasa çıkarılıyor da bunun için neden çıkarılmıyor?" Türkiye'de yeterli bilgi birikimi olmadığını ve bu içerikte hiçbir yapının restore edilmediğini anlatan Profesör Kuban, ' Ne yapılmalı?' sorusuna ise şu cevabı veriyor: "Burası müze olmalı. Yapıyı çağdaş, çelik ve cam, şeffaf bir müze yapısının içine bir mukaddes emanet gibi yerleştirebiliriz. En yeni müze teknolojisini kullanarak koruma için en uygun klima koşulları yaratılabilir. Bunun için uluslararası bir yarışma da söz konusu olabilir."
