Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Çöpü 'çöpe' atıyoruz

Çöp konusunu Türkiye hiçbir zaman ciddiye almadı. Bedelini zaman zaman ağır ödemesine rağmen hâlâ da almış değil. 1993'te İstanbul Ümraniye'deki Hekimbaşı çöplüğü patlamasında 37 insanın yaşamını yitirmesi bile Türkiye'yi harekete geçirmeye yetmedi.
Rakamlar insanı ürkütüyor.
Türkiye'de 3 bin 225 belediye var.
Peki kaç belediyede çöp depolama merkezi var?
Sadece 16 belediye düzenli çöp topluyor. Dikkat sadece topluyor.
Diğerlerindeki durumu eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Atık Maddeleri Değerlendirme Sanayi ve Ticaret A.Ş. (İSTAÇ) Genel Müdürü Abdülalim Karabıyık şöyle niteliyor: "Vahşi depolama."
Yani, hiçbir sistem yok ve çöpler kimi yerde denize, kimi yerde nehir yatağına, kimi yerde doğanın ortasına bırakılıyor.
Durum tam anlamıyla 'vahşi ve ürkütücü.'
İnsanlığın geleceğini tehdit eden, günümüzün en önemli konusu çevreye ne yazık ki ne devlet, ne de vatandaş olarak bizler gerektiği önemi vermiyoruz.
Vermiyoruz ama vermediğimiz bu önemin neye mal olduğunu da doğrusu hiç düşünmüyoruz.
Çünkü ne çöpü toplama konusunda bir sistem kurulmuş, ne de çöp ayıklama kültürümüz gelişmiş. Evsel atıklar da, tehlikeli denilen sanayi atıkları da rasgele doğaya bırakılıyor.
Bunun yarattığı tahribatın bedelini ise sadece biz değil gelecek kuşaklar da ödeyecek.
Bu ağır bedeli ödememek için çöp konusu ciddi biçimde ele alınmalı ve en önemlisi çöp 'çok değerli bir maden' gibi değerlendirilmeli.
Dünya bunu yapıyor. Biz ise çöpü düpedüz 'çöpe' atıyoruz.
En modern depolama sistemine sahip İstanbul'da bile durum gerçekten üzüntü verici.
Oysa her gün 10 bin ton çöp toplanan İstanbul'da çöpü değerlendirebilsek ortaya ciddi bir değer çıkar.
İstanbul'un modern bir çöp depolama sistemine kavuşmasında öncülük yapan eski İSTAÇ Genel Müdürü Abdülalim Karabıyık bakın bu konuda neler söylüyor:
"Çöp çok kârlı bir iş. Türkiye'nin en önemli değerlerinden biri. Ama biz yararlanamıyoruz. İstanbul'da toplanan 10 bin ton çöpün sadece bin tonundan gübre yapıyoruz. Bunda belediyenin yıllık tasarrufu 25 trilyon oldu. O dönem bir projem daha vardı. Faal olan 2 tane sahamızda bir araştırma yaptırdım. İngiltere'den teknik heyet getirttim. Bir fizibilite raporu çıkarttırdım. 25 megavat elektrik enerjisi sağlanacaktı. Bu ne demek biliyor musunuz? İstanbul'un yüzde 50 elektrik ihtiyacını çöpten karşılayabilirdik. Henüz vakit geçmiş değil ama niye hâlâ yapılmadığını bilmiyorum."
Çöp konusunda söylenecek çok şey var.
Önümüzde 3 Ekim'de AB müzakereleri başlayacak. Türkiye açısından en zorlu konulardan biri çevre olacak.
Yeni çıkan Çevre Yasası'na göre de iki yıl içinde tüm belediyelerin çöp sorununu çözme mecburiyetleri var.
Peki bu nasıl olacak?
Devletin bu konuda hangi adımları attığını doğrusu merak ediyorum.
Ama devletten önce bu çok kârlı alana göz diken bazı 'genç girişimciler'in Ankara'da önemli adım attıkları, İstanbul için de girişimde bulundukları kulislerde konuşuluyor.
Çöpün her anlamda 'çöpe' atılmaması için konuyu izlemeyi sürdüreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA