Türkiye-AB ilişkilerinde artık yeni bir sayfa açılıyor. Dün yaşanan tarihi gün, hem AB ülkeleri, hem de Türkiye için tam anlamıyla bir milad olarak tarihe geçecek.
AB ve Türkiye birlikte yeni ve zorlu bir sürece giriyor. İnsanlık için önemli bir deneyim bu.
Türkiye, bu deneyimde sadece temsil ettiği jeopolitik, sosyal ve farklı bir medeniyet özellikleriyle değil, doğal zenginliğiyle de Avrupa'ya büyük katkı sunacak.
TEMA Başkanı Nihat Gökyiğit bu açıdan çarpıcı bir konuya değiniyor: "Bilindiği gibi 21. asırda ülkelerin zenginliğini ölçmede yeni iki ölçek var. Ülke yaşlı doğal ormanlarının, toplam ormanlara oranı ve biyolojik çeşitliliğidir." Gökyiğit, bu açıdan bir kıyaslama yapıyor ve şu sonuca ulaşıyor: "Avrupa kıtasında yüzde 1'in altında olan yaşlı doğal ormanların toplam orman alanına oranı, Türkiye'de yüzde 93'tür ." Fark inanılmaz. İkinci ölçek, yani biyolojik çeşitlilik açısından Türkiye'nin durumu daha da iç açıcıdır.
Nihat Gökyiğit bu açıdan şunları söylüyor: "Avrupa kıtasında endemik bitki sayısı (Vatanı Avrupa olan) 3500, Türkiye'de endemik bitki sayısı 3022'ye ulaşmış ve yenileri de bulunmaya devam ediyor. Aynı şey kuş türünde de söz konusu. Avrupa kıtasında toplam kuş türü sayısı 560 iken, Türkiye'nin yalnız başına kuş türü sayısı 456 adettir."
Nihat Gökyiğit'in buradan çıkardığı sonuç şu: "Bir gün Türkiye, AB üyesi olursa Avrupa kıtasının biyolojik zenginliği ikiye katlanacaktır." Bırakın başka şeyleri, çevre bilincinin önem kazandığı dünyamızda bu az şey mi?