Hangi semti, hangi belediyeyi yazsak, oradaki yetkililer veya o yetkililerin taraftarları feryat ediyor: "Bizden başkası yapmıyor mu?"
Bu savunmanın altında aslında korkunç bir çürüme yatıyor. Bir bitiş, bir iflasa sürüklenişin ifadesi bu. Ama ne yazık ki yöneticisinden sokaktaki insanına böyle bir anlayışı sergileyerek kendi kanunsuzluğumuza gerekçe bulmaya çalışıyoruz. Birçok konuda bu tür örneklerle karşılaşıyorum.
Son örnek Florya'da kaçak yapılaşma olayından sonra oldu. Dün bu köşede Florya gerçeğini yazdık. Sayısız destek yanında bir o kadar da eleştiri aldık. Tabii eleştiriden kastım şu; "İstanbul'un her yanı kaçak kardeşim, neden Florya'yı yazıyorsunuz..."
Tabii en acı olanı, çok varlıklı olmayan bir hanımefendinin söylediklerinde saklıydı: "Beyefendi, burada herkes 5 kat 6 kat yaptırdı. Biz orta halli insanlarız. Yerimizi müteahhite verip yaptıracaktık. Şimdi siz yazınca biz yaptıramayacağız. Onlar yaptı bitti. Bu haksızlık değil mi?"
Dürüst insanlar işte böyle yoldan çıkıyor. O güne kadar yasalara uydukları için haksızlığa uğradıkları inancı içindeler.
Çünkü, yapanın yanına kâr kalıyor. Artık bunun değişmesi gerek... Özellikle İstanbul için bu konuda bir 'son nokta'ya ihtiyacımız var.