İbrahim İ.: "Merhaba! Haberde adı geçen F.K. benim eşimdir. Google'da arama yaparken çıkan bu haberler yüzünden çok yıprandı.
Davası çoktan kapandı ve suçsuz bulundu ama bu haber halen sitenizde bulunuyor. Ya haberi kaldırın ya da ismini silin lütfen."
Uğur C.: "Haberdeki şahsın kardeşiyim. Öncelikle B.K. evlendiğinde 13 değil 15 yaşındaydı. Ayrıca babası yıllardır terör suçundan içeride yatmaktaydı. Bıçaklandığında 17 değil, 18 yaşındaydı. Abim oğlunu görmeye giderken onu parkta sevgilisiyle yakalamış ve bu yüzden bu olaylar çıkmıştı. Haberi kaldırmanızı rica ediyorum. Benim ve ailemin onurunu daha fazla ayaklar altına almayın."
Nurşen K.: "2007 yılında şahsımla ilgili yapılan nişanlılık haberi iş ve özel yaşamıma maddi ve manevi zarar vermektedir. Üzerinden geçen yedi yıl sonrasında haber değeri kalmamıştır. İvedilikle kaldırılmasını önemle rica ediyorum."
Philippe K.: "Ölüm tehditleri alıyorum. Sitenizde yer alan fotoğraf arayan kişilerin beni bulmasını kolaylaştırıyor. Kaldırın lütfen."
Olaya değil olguya dikkat çekmek istediğim için haber ve isimleri açıkça belirtmedim. Her hafta buna benzer onlarca içerik kaldırma isteği geliyor. Öncelikle şunu belirteyim. Okur Temsilcisi olarak gazetenin arşivinde yer alan herhangi bir haberi kaldırma yetkim yok. Ancak gerekli incelemeyi yapıp düzeltme önerebilirim. Ayrıca bana gelen talepleri hukuk servisine aktarıyorum.
Okurlarımıza bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Bu yöntemin sonuç vermediği durumlarda ilgili sayfaya erişimin engellenmesi konusunda muhatapları Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı ve Sulh Ceza Mahkemesi'dir. 'Özel hayatlarının gizliliğinin ihlal edildiğini' ya da 'kişilik haklarına saldırı olduğunu' düşünüyorlarsa bu yola başvurabilir. Üstelik yeni kanuna göre talepleri çok kısa bir süre içerisinde yanıtlanmak zorunda.
Avrupa Birliği normu
Avrupa Adalet Divanı'nın 13 Mayıs'ta aldığı bir karar konuya farklı bir boyut kazandırdı. Divan, internet ortamındaki ilgisiz, geçersiz ve güncel olamayan kişisel verilere yönelik linklerin bireylerin talebi halinde kaldırılmasına hükmetti. Emsal niteliği taşıyan ve bağlayıcı bir karar...
Avrupa Birliği'nin 1995 yılında tartışmaya başlayıp 2012 yılında yeni bir boyut kazandırdığı Unutulma Hakkı konseptine dayanıyor.
Bu uygulama şimdilik sadece AB üyesi ülkelerde ve Google için geçerli. Anlamlı ve başarılı olabilmesi için diğer ülke ve arama motorlarını da kapsaması zorunlu. Bir komisyon kurup talepleri değerlendirmeye başlayan Google, politik takıntılardan kurtulup uygulamayı küresel ölçeğe taşımalı. Diğer arama motorları da onu örnek almalı. Bu karardan önce vasat görüş, 'ebedi bellek' gerçeğinin kabul edilmesi ve bununla yaşamaya alışılması gerektiği yönündeydi. Şimdi bireyler için bir umut doğmuş görünüyor. Uygulamayı zamanla göreceğiz ama AB'nin böyle bir standart belirlemesi önemli.
İşin doğrusu, devasa internet şirketleri, şövalyelikten derebeyliğe geçiş sürecini tamamlarken bu tür kararlar yeni bir Magna Carta ihtiyacını ortaya koyuyor. Şeffaf toplum, Orwell'in anlattığı gözetlenme toplumuna dönüşme riski taşıyor. Teknolojik gelişmeler bireyi özne olmaktan uzaklaştırıp giderek daha edilgen hale getiriyor.
Türkiye'de de yasa yapıcı ve uygulayıcıların AB tarafından vaz edilen bu yeni standardı gözden geçirmeleri yararlı olacaktır.