Sözlü uyarı, yaklaşık bir ay önce Irak Başbakanı Maliki'den geldi! Ülkesindeki en büyük yabancı yatırımcı olan Türk şirketleriyle ilgili bürokrasisine ve özel sektörüne "Türk yatırımcılarla ilişkilerinizi mümkünse askıya alın" dedi.
Emir, demiri keser! Maliki, Türk şirketlerine karşı kurumlarını boykota davet etti. Ekonomi, dış politika ve güvenlik üçlü bir sac ayağı. Birbirinden ayrılmaz bir bütün. Üçlünün en önemli ayağı ise dış politika. Dolayısıyla bir ülkenin dış politikasındaki handikaplar, güvenlik riskini de artırır. Önümüzdeki günlerde Merkezi Bağdat Hükümeti ile Ankara arasındaki gerilim, ekonomik ilişkilerde de sıkıntı yaratabilir.

***
Bağdat ve Erbil dahil Irak'ta en çok yatırımı orta ölçekli Türk şirketleri yaptı, yapıyor. Müteahhitlerimiz yıllardır her türlü riski göze aldı, 16-17 milyar dolarlık bir iş hacmini yakaladılar. Türkiye -Irak arasındaki dış ticaret hacmi 12 milyar doları buldu. Irak, Almanya'dan sonra ihracatta ikinci büyük partnerimiz. O yüzden dış politikada gerilim tırmanırken bile ticari ve ekonomik ilişkilerde sağlıklı bir yapı kurmak zorundayız biz!..
Ekonomik ilişkiler derinliksiz kurulunca yıkılması kolay oluyor! Türk iş dünyası genelde tüccar mantığıyla iş yaptığı için kaderi de bulunduğu pazarı kontrol eden siyasetçinin iki dudağı arasında beliriyor.
Eğer Irak-Türkiye ekonomik ilişkilerinde karşı ağırlıklar kurulmuş olsaydı, Maliki açtığı ihalelerin yüzde 80'ini alan Türk şirketlerine böyle kolayca, kötü politika kokan bir boykot çağrısında bulunabilir miydi?
***
Şirketlerin ismini açıklamayacağız! Güney Irak'taki yatırımlarını sürdürüyorlar, ama sıkıntıları var. Denetimlerde, hakedişlerde problem yaşadıklarını, teknik engellere takıldıklarını söylüyorlar. Al Faw limanı inşaat ihalesine katılan Türk şirketleri devre dışı bırakılmış. Bağdat'ta askeri hastane inşa eden şirketimiz teknik engele takılmış.
Özel sektörle iş yapanlar daha rahat.
Türk- Irak İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Irak'ın büyük yatırımcılarından Tevfik Öz "Bağdat'ta otel ve alışveriş merkezi, Kerbela'da otel, Süleymaniye'de de 1 milyon ton kapasiteli demir çelik tesisi kuruyoruz. Genel olarak işçi izinleri ve ikametleri konusunda sıkıntı yaşıyoruz" diyor.
İşadamları tedirgin, konuşmuyor.
Sözü uzatmayalım. TOBB ve TÜSİ- AD'ı, İran, Irak ve Suriye iş konseylerini acil toplantıya, aktif olmaya, hükümeti de iş konseylerini dinlemeye davet edelim.
Zira Şii Hilali altındaki İran, Irak ve Suriye ile psikolojik gerginlik ABD'de 6 Kasım'daki başkanlık seçimlerine kadar sürüp gidecek!..