Maç, Irak Kürdistanı'nda oynanıyor. Saha Erbil'de. Lig, Doğu Akdeniz'den Kuzey Avrupa'ya kadar uzanıyor. Sonuca odaklanan bazı "sporseverler" Kuzey Afrika ve Güney Amerika'ya yayılmış durumda. Oyuncular ise çok renkli. ABD'li Exxon Mobil, Chevron, Fransız Total, İngiliz BP. Norveçli State Oil oyuna hazırlanıyor. Avusturyalı OMV bekliyor. Macar MOL pek bir şey yapmıyor. Çinliler hep sahada. Beş gün önce oyuna yeni bir oyuncu daha katıldı. Enerji Enstitüsü'nün haberine göre Gazprom Neft, Irak Kürt Bölgesi'nde 3.6 milyar varil düzeyinde rezerv olduğu tahmin edilen iki petrol havzasından hisse aldı.
Japonya, Almanya maçı locada izliyor. Maçın en heyecanlı açık tribününde ise Irak Kürdistanı'nda bir türlü oyun kurucu olamayan Türkiye oturuyor.
Enerji devleri Irak Kürdistanı'na yerleşince, Erbil'de varlıkların ticari değeri yükseldi. Barzani'nin siyasi gücü arttı.
Bu tablo geçmişte oyunun en prestijli hakemi olan Türkiye'nin karşısına, kendi seçmediği bir yan hakem çıkardı: "Erbil Yönetimi."
Erbil'deki malzeme sağlayıcıların dünya başkentlerine bir telefonu, tribündeki Türkiye'nin hop oturup hop kalkmasına neden olabilecek.

***
Maçın kazananı ve kaybedeni olur. Gaz ve petrol oyununda birlikte kazanmak mümkün mü? 5 milyon nüfuslu Irak Kürt Bölgesi'nde petrol de gaz da çok.
Barzani, ihtiyacı olan petrol ve gazı kullanıp, fazlasını ihraç edecek. Yabancıların tek arzusu bu petrol ve gazı dünya piyasasına ulaştırmak.
Bu noktada Barzani'nin iki seçeneği var. Ya Kerkük-Ceyhan üzerinden Avrupa'ya petrol ve gaz satacak. Gelirin yüzde 17'sini alıp, yüzde 83'ünü Bağdat'a bırakacak. Para baldan tatlı. Gelir paylaşımı Barzani'yi tatmin etmiyor. "İnşa edeceğim boru hatlarıyla petrol ve gazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıyabilir miyim" diye ikinci bir seçenek üzerinde kafa yoruyor.
Petrolü uluslararası piyasaya taşımak için devlet olmanız şart. İşte ikinci seçenekle ilgili Türkiye'nin vereceği karar, hem Kürt bölgesinin siyasi ve ekonomik gücünü, hem de Türkiye'nin Irak'a dönük pozisyon almasını belirleyecek.
Seçim net olmak zorunda ve çok riskli.
***
Türk ve Avrupa gibi iki güçlü piyasaya bir kere açıldınız mı geri dönüş yok. Irak Kürdistanı Kuveyt(!) olacak. Eğer Türkiye bu riski göze alıyorsa, Erbil karşılığını ödemeli. Türk şirketlerine üretimde ciddi pay vermeli. İran, Rusya ve Azerbaycan'dan aldığı pahalı gazın yanına daha makul fiyata Kürt Bölgesi gazını eklemeli.
Türkiye'nin güvenliği açısından da PKK'ya karşı net tavır alınmalı. Hükümet "Bunlar olmazsa ben halka bunu anlatamam" diye tavır koymalı.
Fakat bu oyunu bozan önemli bir gelişme oldu: Kuzey Suriye Özerk Kürt Bölgesi! Yaratılırsa, ki gelişmeler onu gösteriyor, o zaman Kuzey Irak'ı Türkiye olmadan Doğu Akdeniz'e bağlamak sorun olmayacak.
Kürtler hiç inkâr etmedikleri nihai hedeflerine böylece ulaşabilir.
Umarız Ankara bunu düşünüp hesabını yapmıştır!!!