Küreselleşme, çeyrek asır önce "Her zaman, her yerde, her şeye ulaşma" diye başladı. Global köy ifadesiyle tanımını yarattı. Aynılaşma süreciyle, kaybedenler de küreselleşmenin karşıtı yerelleşmeyi keşfetti.
Sermaye, emek ve meta mobilize ise, "Bu kadar güçlü küreselleşme hamlesi karşısında ulus devletin işlevi kalmadı," denildi.
İşte, "Ulus devlet yıkılır!" tezi de bu noktada ortaya atıldı.
Tartışmanın üzerinden 10 yıl geçti. İlk uyarı, düşünür Francis Fukuyama ve Rant Corporation'dan geldi: "Artan tehditler karşısında kendi ulusumuzu güçlendirmeliyiz. Güçlendirme sürecini Dünya Bankası ve IMF ile birlikte yürütmeliyiz. Bu 'zayıf devletin' kamu harcamalarını, temel bürokratik hizmetlerin üretilmesi bakımından yapılandırmalıyız!"
***
İşte küreselleşme
ekonomide unutulmuş bir bakış açısını yeniden gündeme taşıyor. Görünen o ki, küreselleşme yoluyla üretim ve tasarruf yükümlülüklerini, küresel üretim ve tasarruf yetenekleriyle
ikame etme dönemi kapanıyor.
Yani,
"Benim için üret, benim için tasarruf et, ben borçlanırım" dönemi yürümüyor. Toplum, siyasetten bağımsız bir ölçek. Her şey bu ölçekte cereyan ediyor. Eğer bir ülke kendi ölçeğinde üretim ve tasarruf yapamıyorsa, söylenecek fazla söz kalmıyor.
Bundan böyle ne ABD, ne Türkiye, ne de başka bir ülke, üretim ve tasarruf yeteneklerini bir başka ülkeye havale edemeyecek.
Kriz, iktisat tarihçisi
Prof. Dr. Mehmet Genç'in dediği gibi
'havale etme' dönemini zorlaştırıyor.
***
ABD'nin hali ortada.
Borçlanma tavanı arttı ama
'kriz çözüldü' diye kimse sevinemiyor. ABD Hazinesi, 15 gün içinde
332 milyar dolar borç ödeyecek, kasada
73 milyar dolar var. Dünyanın banknot matbaası sayılan FED, eskisi gibi kolay para da basamayacak.
ABD argosuyla şimdi
"It's pay time!" yani, ödeme zamanı! Buna,
"hesaplaşma da" denebilir.
Zaten Rusya Başbakanı Putin, vakit kaybetmedi,
"ABD ekonomisi asalak" dedi.
Arap dünyası sessiz.
Fakat
borçlanıp tüketen ABD ile
üreten ve tasarruf eden Çin'in nasıl hesaplaşacağı belli değil, küresel fırtına kar topluyor.
***
2009'a kadar ABD'nin krizi, emlak piyasasındaki tıkanmaydı. Bugünkü durum, ayrımsız tüm harcamaları ve ödemeleri kapsıyor. Altyapı, enerji, savunma, girdi-tedarik, emtia-metal, üretime dair tüm harcamalar ve kamu harcamalarının hepsi problemli. Bu ne demek? Dünyanın en büyük ekonomisi bütün olarak hastalıklı!.. Yeniden yapılandırılmayı bekliyor!..
Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı, işin farkında, durumu şöyle ifade ediyor:
"Tahayyül bile edemeyeceğimiz gelişmeler..." Demek ki, "küreselleşme ve ulus devlet" yolculuğunu çok tartışacağız.