Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİHA OKUR

Seçmen marka şehir istiyor

Seçim sonuçlarına bakarak, "Yahu niye sandığa gittik" diyebiliriz. Seçime hangi partilerle gittiysek, üç aşağı beş yukarı onlarla çıktık... Sandık istikrardan yana.
Yıpranma payına rağmen AK Parti oylarını artırarak 2023 vizyonunun sahibi olduğunu gösterdi. O oyların içinde sağcı da var, solcu da...
Aslında seçimin kaderini marka şehirler belirledi.
Marka şehir olmak isteyen illerimiz, iktidar partisinin, "Bu kervana siz de katılın" çağrısına kulak verdi.
Artık duygusal bir Türk milleti yok. Artık, "Dedem şu partiye oy verdi, ben de ona oy vereyim" diyen bir seçmen de yok.
Artık iktidarın nimetlerinden faydalanmak isteyen şehirlerimiz var.

***

Marka şehir iktisadi bir kavram. En az 20 marka şehrimiz var; artık birer siyasi güç olmaya başladılar.
Üstelik seçime damga vurdular.
12 Haziran seçimi yakın siyasi tarihimizde, "Şehir aklının siyaseti en çok etkilediği" seçim olma özelliğini taşıyor. Şehir aklı, bir şehrin bütünlüklü bir şekilde siyasi karar üretmesinden başka bir şey değil!
Şehirlerimiz, siyasi aklı etkinleştirdikçe, iktisadi anlamda üretimini kendi içinde konsolide ediyor. Kendi bilançosunu yapıyor, kendi kendini kurtarır hale geliyor.
Hatta, Ş.Urfa, Kayseri, Trabzon, Antalya, İzmir, Erzurum gibi şehirlerimiz doğal olarak İstanbul için açıklanan Kanal İstanbul gibi proje bekliyor.
Üst satırlar, manzaranın olumlu yanı. Ancak şehirlerin siyasi aklı artmaya başlayınca, o ülkenin cari açığı da patlıyor.Türkiye, siyasi istikrarı sağladı.
Seçimin sonucu kur üzerinde baskı yapmaya başladı bile.
Kur düşüyor. Bu da ülkenin en büyük sorunu olan cari açık üzerinde negatif baskı yaratıyor.
Dün gelen nisan ayı cari açığı 7.7 milyar dolar, bir yıllık açık 63.4 milyar doları buldu.
Siyasi istikrarı sağladığımıza göre, artık cari açığı besleyen sebepleri ortadan kaldırmalıyız.
Peki, bu nasıl olacak?
Maliyeti ya kamu üstlenecek, ya da bizzat şehirler!..


***

Elbette hiçbir şehir tek başına kurla, enerji politikalarıyla, sıcak parayla, portföy yönetimiyle ilgilenmiyor.
Bunlar makro ekonominin sahasında. Bütün yük Ankara'nın üzerinde. Kuru, enerji ve girdi fiyatlarını Türkiye'nin yüküne göre dizayn ettiğinizde, şehirlerin siyasi aklı farklı bir manzaraya yol açıyor.
İşte şimdi şehirlerimiz bu yükten kurtulmuş vaziyette. Ucuz kurla istediklerini tedarik edip, az ya da çok kârla satıyorlar. Bu durumdan da memnunlar.
Oysa MB, BDDK, Hazine gibi maliyetleri gören gözler, oy veren gözler değil ki!
Sorunu gören göz sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ama sorundan faydalananların sayısı milyonlar...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA