Bu kez oldu!.. Önce, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ile yönetim kurulu üyesi İsmail Kutlu'yu kutluyorum. Sonra, bu işe yıllarını veren Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Bahar Korçan ve eşi Cem Görk'ü unutmuyorum. Görünen o ki, bu ekip durmayacak. İstanbul'u Londra, Paris, Milano ve NewYork moda zincirine oturtacak!..
Demek ki oluyor, birlikten güç doğuyor. Türk tasarımcıları dünya moda zincirine girebilmek için yıllarca kırk takla attı. Sonunda bu ülkenin konfeksiyon sanayicisi ile buluşmayı başardılar. İstanbul Fashion Days ya da İstanbul Moda Günleri'ne birlikte atılan imza bu yüzden çok önemli. Geçen hafta 4 gün boyunca İstanbul Teknik Üniversitesi Taşkışla binasına taşındık.
***
Taşkışla'da esen moda rüzgârını içimize çektik.
Yerinde ve zamanında yapılan bu doğru işi kutlamak şart. Organizasyon ilk olmasına rağmen başarılıydı.
150 yabancı gazeteci ile
200'ün üzerinde
yabancı alım grubu
İstanbul Moda Günleri'ni izledi!
150 yabancı gazetecinin
82'si moda yazarıydı.
Brezilya'dan
Kanada'ya,
Japonya'dan
Dubai'ye çok çeşitli ülkeden gelen moda yazarları, yaptığımız sohbetlerde atmosferden, tasarımcılardan, İstanbul'dan ve organizasyondan çok etkilendiklerini söylediler.
Gelin görün ki, ortada bizim
moda yazarları yoktu!..
Hoş, entelektüel sermaye fukarası olan bu ülkenin, kelaynak kuşu gibi kalmış birkaç genç moda yazarı dışında
"moda yazarı" yok ki!.. Eğer Türkiye, konfeksiyon ihracatında katma değer istiyorsa, moda yazarlığı teşvik edilmeli. Sonuçta tasarımcıları eleştirmek, yaptıklarını görmek, felsefelerini bilmek zorunda değil miyiz?
Kadınlar da çok emek veriyor ama dünya modasını yıllardır erkekler yönetiyor. İlginçtir, Türkiye modayı hep erkek modacılar üzerinden tanıdı. Oysa Türk modasında son
15 yıldır müthiş bir kadın rüzgârı esiyor. İstanbul Fashion Days'e bana göre kadın modacılar damgasını vurdu.
Ben,
Arzu Kaprol, Özlem Süer, Hakan Yıldırım, Bahar Korçan ve diğer tasarımcıların defilelerini izledim.
***
Ama en çok Korçan'ın
"Kabullen veya değiştir" temalı defilesinden etkilendim. Korçan, yıllardır saçı başı üzerinden siyaset yapılan, şiddetin her türüne maruz kalan, eşit şartlarda eğitim hakkından yararlanamayan, üretimde adı olmayan ve ikinci sınıf insan muamelesi gören kadını
"podyuma" taşıdı. Topluma moda üzerinden "ayna" tuttu. İşe bakın, bugün Hakkâri
Yüksekova'dayım.
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), fabrikası olmayan Yüksekova'dan farklı bir yaklaşımla,
"Demokratik Kürt Açılımı'na" destek veriyor. İhracat verilerini açıklıyor.
"Her şey aydınlık Türkiye için" diyor. Bizde tarihe tanıklık ediyoruz. Çünkü caddesinin metrekaresi
Nişantaşı ve
Bağdat Caddesi'nden sonra
en yüksek vergiye tabi
üçüncü ilçe burası!..