Ilısu Barajı, hiç şüphe yok ki, GAP'ın son halkası. Yılda 300 milyon dolar katma değer yaratacak. Doğu ve Güneydoğu'da sulayamadığımız toprakları sulayacak. Elektrik borcu olan Doğu ve Güneydoğu çiftçisini rahatlayacak. Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 5'ini karşılayacak.
Yılda 3.8 milyar kilowatt saat elektrik üretecek. 80 bin kişiye iş ve aş sağlayacak. Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak proje sayesinde çağ atlayacak! Proje, hem sulama hem elektrik üretme projesi!..
Karşı çıkmak mümkün mü? Çevreye, tarihe saygılı bir insanım. Bu barajın kesinlikle yapılması gerektiğine inanıyorum. Diyorum ki: Ilısu dosyasını tartışalım.
***
Bugüne kadar üç büyük baraj yaptık. Güneydoğu'ya
"Çağ atlatıyoruz" diye nutuk attık. Kendi kaynaklarımızla yaptığımız
Karakaya, Keban ve
Atatürk Barajı nedense bu ülkeyi bir türlü zenginleştiremedi. Bilgisizliğin gözü kör olsun! Yanlış sulama yüzünden GAP'ta toprağı bile tuzladık. Çağ atlamak şöyle dursun, bölge 35 yıldır terörle boğuşuyor. Terörü yok etme adına açılımları konuştuğumuz bir dönemde dersimizi yapmadığımız için
6 Temmuz'da AB'li kreditörler tarafından fişi çekilen
Ilısu dosyası bu açıdan iyi incelenmeli!
Unutmayın, Rahmetli
Turgut Özal'ın öncülük yaptığı
GAP projesi yıllarca
ABD ve
AB kökenli finans kuruluşlarının
"örtük ambargosu" altında yapıldı.
***
Ilısu,
1.8 milyar euro tutarında bir yatırım. İki yıl önce Alman
Ed.
Züblin, Avusturyalı
Batech ve İsviçreli
Stucky Ltd. ve Türk ortakları
Nurol ve
Cengiz İnşaat'layola çıkıldı. Yatırım tutarı
1.2 milyar Euro olan büyük bir proje için AB kökenli finans kuruluşlarından kredi sağlandı.
450 milyon euro ihracat,
750 milyon euro ticari krediyle sağlanan bu krediye
Akbank ve
Garanti Bankası aracılık yaptı. Türk Hazinesi ise çevre yatırımı için
600 milyon euro ayırdı. Ilısu için olan bu noktada oldu!..
***
Çevre konusunda kollar sıvandı.
153 çevre iş kalemi belirlendi. 70 kalemin iki yılda bitmesi istendi. Baraj yapılacak bölgedeki insanların nakli, yerleşmesi ve iskân sorunu önemliydi.
Bu noktada kaynağım diyor ki; "Nedense bu büyüklükte bir işe, işveren olarak
DSİ hazırlıklı değildi! Çevre için yapılması gerekenleri zamanında ve istenen kalitede yapamadı. Birinci yıl boş geçti. İkinci yıl inşaat işi aksamasın diye konsorsiyum DSİ'nin görevini üstlendi! ÇED raporu
1 milyon euroya mal oldu!.."
Yazık, DSİ rapor bile hazırlayamadı! Uluslararası büyük bir işi
Çevre ve
Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve
bürokrasi kavrayamadı.
Türkiye zaman kaybetti. Birileri hata yaptı, ama kim? Yazık değil mi? Biz de bu dosyayı açalım.