Beyan çok, yapılan fazla bir şey yok!
Yanlış anlaşılmasın.
Böyle konuşan biz değiliz, Tekfen Şirketler Grubu'nun 50. yılı kutlama gecesinde karşılaştığımız eski Maliye Bakanı Sümer Oral. Geçen hafta 'Gider bildirimi' geliyor diye yazdık ya, yazıyı okuyunca canı sıkılmış.
'Bürokratlar böyle işte. Yapacak fazla bir şey bulamayınca raflara kalkmış dosyaları indirip yepyeni uygulama diye ortalığa sürerler. Oysa bu model uygulanmış, başarısız olmuş, rafa kalkmıştı. Ne diye yeniden ısıtırlar' diye söyleniyordu.
Oral haksız değil.
Açık açık söyleyelim. Gider bildirimi, kayıtdışının ve beyan edilen gelirlerin yetersiz kalması durumunda uygulamaya sokuluyor. Sümer Oral'ın söylediklerine dikkat edin. Diyor ki:
'Yanlış söylemiyeyim. 10 ya da 15 yıl önce bu yöntem uygulandı. Beklenen sonuç alınamadı. O yüzden uygulamadan kaldırıldı. Uygulama esnasında ne görüldü, biliyor musunuz? Anadolu'da birbirini çekemeyen, birbirini kıskanan tüccarlar birbirlerini Maliye'ye ispiyonladılar. Bize göre bugün de uygulama başlasın aynı şey olur. İspiyonlama devreye girer' diyor. Açıkçası yöntem Maliye'cilerin bile kafasını karıştırıyor.
Örnek mi?
Eski Gelirler Genel Müdürü ve Para Dergisi yazarı Profesör Dr. Nevzat Saygılıoğlu da 'Gider bildirimi' uygulamasının çok ciddi sakıncalar doğuracağını söylüyor. Düşünülen yöntem için 'Ne deve ne kuş' derken yapılan düzenlemenin gelir, servet ve harcama kavramlarını ve bütünlüğünü kavramadığını söylüyor.
Hal böyle iken Maliye Bakanlığı niye diretiyor?
Galiba sözün özü belli. İş yapar görünmek!!!
Hatırlatalım.
2001 yılında 57. Hükümet döneminde Türkiye ile IMF vergi konusunda yol arkadaşlığı yaptı. Birlikte vergi stratejisini belirlediler.
Strateji: vergi tabana yayılacak, vergi adaleti sağlanacak, vergide çağdaş bir yapı kurulacaktı.
Nitekim bu stratejiye bağlı olarak kurumlar vergisi yüzde 20'ye indirildi. Gelir vergisinde yeni düzenleme yapılmasına karar verildi. ÖTV hayatımıza girdi. Açıkçası Kamu Maliyesi'nin iki önemli ayağı gelir ve gider eş zamanlı düzenlendi.
Sonuçta mali disiplin dediğimiz olay bu değil mi?
Türkiye artık çağdaş bir Gelir İdaresi'ne sahip. Gelir İdaresi, elektronik ortamda inceleme yapıyor, iyi bir teknolojik altyapıya sahip. Tüm mükelleflerin kimlik bilgileri elinin altında...
Gelin görün ki, Türkiye bir türlü çağdaş bir vergi reformu yapamıyor. Ortalığa korku salmayı tercih ediyor. Oysa buna hiç gerek yok. Önemli olan mükellef mutluluğu ve kaytıdışı ile mücadele.
Şimdi Meclis, Gider bildirimi konusunda sınav verecek! Biz böyle diyoruz ama Maliye Bakanlığı'nın da bu süreçte niye bu eskimiş yönteme ihtiyaç duyduğunu eni konu açıklamasında bir yarar yok mu?
Hepimiz AB çapasının yaratacağı yüksek gerilim hattında yer alan Türkiye'nin 2007'de yaşayacağı iki seçimle iyice gerileceğini biliyoruz.
Dolayısıyla enflasyonla mücadelenin panzehiri olan vergi reformunun artık sözde değil uygulamada da hayata geçmesini istiyoruz.