Geliyor, geliyor, hem de sessiz sedasız geliyor! Adına ister 'Mahşerin üç atlısı' deyin, isterseniz ' gider bildirimi' deyin, farketmez. Çünkü bu tasarıda yok, yok...
Servet beyanı da, Hayat Standardı da, Nereden Buldun da burada.
Bir paket haline getirilmiş. Diyeceksiniz ki, bu paket neyin nesi? Bu paket 191 sayılı Gelir Vergisi Kanunununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun tasarısı.
Hatırlatalım. Hani, AK Parti Hükümeti IMF'ye ' Gelir Vergisi'ni değiştireceğim'diye söz vermiş, Vergi Konseyi tasarıyla ilgili çalışmaya başlamış, fakat yaklaşan seçim nedeniyle Gelir Vergisi Yasası'nı değiştirmeyi göze alamamıştı ya, işte onunla ilgili hazırlanan tasarı.
Gelir Vergisi'nde 11 maddelik bir değişiklik öngören tasarı pazartesi günü Bakanlar Kurulu'nda imzalandı ve Meclis'e gönderildi.
Abarttığımızı düşünmeyin. Aralık ayında Meclis'in gündeminde ilk sırada yerini alacak ve büyük tartışmalara yol açacak. Tasarı iki ana çatı üzerine kurulmuş.
Biri Asgari Geçim İndirimi, diğeri ise Özel Gider Bildirim Esası . Açıkçası Asgari Geçim İndirimi çok tartışıldı. Ama gelin görün ki, asıl kıyameti koparacak olan Özel Gider Bildirim Esası daha hiç mi hiç konuşulmadı.
Peki, Özel Gider Bildirimi nasıl işleyecek? Öncelikle Maliye Bakanlığı, mükelleflerin beyan ettikleri gelir ile özel yaşamlarına ilişkin harcama tutarları arasındaki uyumsuzluğu inceleyecek. Uyumsuzluk, ön araştırmalar sonucu belirlenecek.
Yapılan ön araştırma sonucunda mükelleflerden yıl içinde yaptıkları harcama tutarları ile harcamaların kaynağını bildirmeleri talep edilecek. Bu incelemelerin tümü vergi incelemesine konu olacak.
Yapılan inceleme sonucu beyan edilen ancak vergiye tabi olmayan gelirden daha çok harcamalar ile bu harcamaların kaynağı vergi incelemesine konu olacak. Yani harcamalar vergilendirilecek. Maliye Bakanlığı, harcamalarını verilen sürede beyan etmeyen mükelleflere önce 5 kat, ikinci kez ise 10 kat özel usulsüzlük cezası uygulanacak. Hiçbir şekilde uzlaşmaya gitmeyecek.
Öyle ya kimlerden Özel Gider Bildirimi alınacak? Ön incelemeyi yapan Maliye Bakanlığı özel bildirimi de kendisi isteyecek. Tasarıya göre Gelir İdaresi bu işte biraz arka plana itilmiş.
Acaba niye? Bu tasarı harcamaları değil, harcama yapan kişileri hedef alıyor. Galiba asıl tartışma noktalarından birisi bu. Maliye Bakanlığı ön incelemeyi harcamaların yapıldığı dönemde yaparken aynı zamanda ön inceleme yaptığı mükelleflerden geçmiş yıl harcamalarını belgelendirmelerini talep edecek.
Fazla söz e gerek yok! Servet vergisi demeden, nereden buldun demeden harcamaların kaynağına bakılacak.
Tamam da bu uygulama harcamaların ister istemez kayıtdışına kaymasına yol açabilir mi? Özellikle kredi kartı kullanımını azaltabilir..
Sonuçta hepimiz vergi denetimi olmadan sağlıklı işleyen bir sistemi kurmanın mümkün olmadığını biliyoruz. Türkiye'nin 2007 yılında enflasyonla mücadele etmek ve büyümesini sürdürmek için sağlıklı bir vergi sistemine ihtiyacı var. Özellikle de kaynağı belli olmayan harcamaların denetlenmesi şart.
Ama kaş yapayım derken göz çıkartabilir, ortalık gerilebilir.
Sonuçta bu tasarıda ne harcamanın tanımı, ne de kaynağı belli.
Daha ne diyelim... Adama sorarlar: O halde 1998 yılında 'Nereden buldun' diyen Zekeriya Temizel'in suçu neydi?