Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vizyon belgesini sundu. Benim en fazla ilgimi çeken; "refah toplumu" oldu. Çünkü böyle bir vizyon, geleceğe dair çok şeyi çerçeveliyor. Refah, demokratikleşmeden ekonomiye de her alanda Yeni Türkiye'nin tanımı aslında.
Başbakan dün "yan gelip yatmakla olmuyor bu işler" ifadesini kullandı. Doğrudur... En güçlü vizyon dahi, onu hayatla ilişkilendiren enerji yoksa, ham hayal haline dönüşür. Ülkeyi 2023'te dünyanın ilk 10'u arasına yükseltecek isek Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı sürecinde bizleri çok yoğun gayret bekliyor demektir.
Gayretin boyutuna dikkat çekmek istiyorum; Bugünkü 820 milyar $'lık milli geliri 2023'te 2 trilyon $'a çıkarabilmek için bu yıl dâhil önümüzdeki 9 yıl boyunca yaklaşık % 10 büyümek zorundayız.
Eski Türkiye'nin alışkanlıklarıyla bunu yapamayız. Orta gelir tuzağı, aynı zamanda vasat akıl tuzağıdır. Şimdi ülkenin yarınına inanmış en ileri beyinleri ile vasatlığı yenme gayreti başlıyor.
Nitekim Başbakan'ın cumhurbaşkanlığı vizyonu, Yeni Türkiye üzerine oturuyor.
Yeni Türkiye, dünü geleceğe uzatmaktan daha fazlasıdır. Bir zihinsel dönüşümdür. Katma değer hareketidir. Kurala uyan ülke olmaktan çıkıp kural koyan haline gelmektir. Yeni Türkiye, refah toplumudur. Bunu sağlayacak olan da yeni devlet yapısı, yeni anlayış, yeni ekonomidir. Erdoğan'ın "Cumhurbaşkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi" de zaten bunların icmalinin beyanıdır.
Hiçbir ulus, dönüştürücü enerji ve güçlü liderlik olmadan böylesi bir iddiaya soyunamaz. Dönüşümü ben "daha iyi bir yarın uğruna, dünü geride bırakmak" olarak tanımlıyorum.
Vizyon belgesi, dünü inkâr etmedi, sadece "geride" bıraktı. Daha iyi bir yarın dediğimiz 2023 hedeflerine, refah toplumuna ulaşmış Yeni Türkiye aslında...