İhracat verilerinde "henüz" yer almayan dinamizm var. Ciro artışı üzerinden okuma alışkanlığımız, bu dinamizmi fark etmeye engel oluyor. Bu da ihraç malının değişme yolundaki niteliğidir.
Dış ticaretin miktarı, artış hızı, sektör, ülke gibi detayları üzerinden izlenmesi, bana göre eski normalin işidir. Yeni normal nicelikten niteliğe odaklanmak ise ihraç malımızın, sektörlere göre kilogram birim fiyatını da izleme zorunluluğu doğurur.
Bunun bize katkısı, ihracat yarışını "katma değer"e çekmektir. Seçim sonrası piyasalara gelen bahar havası içinde belki ihmal ediliyordur diye hatırlatmak istedim. Neticede ekonomi 2 büyük darbe yaşadı ve bunlardan bazı dersler çıkarıyor olmamız gerekir.
2009'da duran Avrupa, bize "eksen zenginleştirme" arayışını getirdi. FED'in politikaları yüzünden finansmana erişim imkânı daralırken, kaynağın daha verimli alanlara harcanıyor olması kaçınılmazdır. Bana göre ihracata dayalı sektörler bu katma değer hareketinde başı çekmelidir.
Uluslararası medya, finansal kurumlar ve notçular, ekonomi için "karamsar" görüşü terk edip "ihtiyatlı iyimser" havaya büründüler. Nitekim bunun etkisini 2.13'ü gören $ ve 70 bine dayanan Borsa'dan da anlıyoruz. Baharın ne kadar süreceği ise "eli ayağı frende olan" karamsarlara ve piyasayı tedirgin etmek isteyenlere karşı duruşumuza bağlı olacak. Sandığa gömülen karalamaların yeniden üretilmeyeceğini söylemek, safdillik olur. Fakat bu karşı duruş, yönteme ihtiyaç duyuyor.
Sandıktan çıkamayanların sandığı itibarsızlaştırması sürecinde piyasadaki bahar havasını "kışa çevirmek isteyenlere" itibar edilmemesi bir yana, cezalandırılmaları gerektiğini düşünüyorum. Bunun için geliştirdiğimiz yasal kurumlarımız var ve şimdi çalışmayacaklar ise ne işe yarıyorlar?