Kırılgan Beşli söylemiyle başlayan ve peş peşe rapor, yayın, demeçlerle süren ekonomiyi itibarsızlaştırma sürecine TUSKON da resmen katıldı. Başkanı Rızanur Meral'ın Reuters'a verdiği söyleşiye bakıyoruz; TÜSİAD Genel Kurulu'ndaki söylemlerin de ötesine geçtiğini görüyoruz.
İşadamı İshak Alaton'un "sizden utanıyorum" dediği o genel kurulda Yüksek İstişare Konseyi başkanı, Türkiye adına yabancı sermayeden adeta özür dilemiş, Başkan da "böyle bir ortamda yabancı sermaye gelmez" demişti.
Dün Meral'ın sözlerinde "öngörülemezlik ve siyasi risk" bahanesiyle sanayi yatırımlarının durakladığı ifadesi vardı. Hatta öyle ki Meral, "2 milyar $ değerinde iki birleşme ve satın alma işleminin askıya alındığını" iddia etti.
17 Aralık operasyonu ile başlayan, 25 Aralık'ta mega proje müteahhitlerine yönelen itibarsızlaştırma sürecinde, dövizi çıldırtarak Merkez'i 5.5 puan faiz artışına zorlayan yapı, TUSKON'un dünkü "işbirliği" ilanıyla Türkiye'yi karalama çıtasını yükseltmişe benziyor.
Oysa son dönemde art arda gelen iyi veriler, bu paralel yapının algı yönetimini yalanlıyor: Cari açıktan ihracata, sanayi üretiminden yabancıların KOBİ ilgisine dek hızlanan dinamizm, TUSKON iftirasını boşa çıkarıyor. Düne kadar Türkiye'nin civar coğrafyadaki yatırımlarına destek olan yapının, 17 Aralık ile yön değiştirip "köstek ajansı" gibi çalışması, dikkat çekicidir ve bindiği dalı kesen akılsızlık örneğidir. Cemaate yakınlığıyla bilinen TUSKON'un Türkiye ekonomisini itibarsızlaştırma kadrosuna katılması ilginçtir.
Zira ülkeyi "öngörülemezlik" kurşunuyla vurmaya çalışırken, Türkiye'nin çarklarını durduramayanların safında yer alarak bana göre en büyük öngöremezliği gerçekleştirmiştir. Sonuçta siyasi riskler ortadan kalktığında, karaladıkları ekonomi içinde onların varlığı da sorgulanacaktır.