İstanbul'un trafiğinden söz açıldığında duyduğumuz ezber şuydu; "efendim zamanında demiryolu ve tünel yapılsaydı…" Bu ifade, sorunu kendi sorumluluk alanının dışına ötelemekti ve trafikteki "çaresizliği" bir sonraki nesle aktarmanın gerekçesiydi…
Ancak çaresizlik kader değil, tercih sorunuymuş meğer… Mecidiyeköy'de metronun ilk fazı inşaatının 15 yıl tozu-toprağını soludum; zira evim oradaydı. Derken bir şekilde şeytanın bacağı kırıldı ve bugün dünya metropollerine yakışan metro, tramvay, tünel gibi modern unsurlar kent hayatına dahil oldu.
Trafik, ekonomidir aslında. Tıkandığında ekonomiye etkisi, gayet nettir. Ülke genelinde yük taşımacılığının % 91'i, yolcu taşımacılığının % 95'i karayolu ile yapılıyor. Karayolunda ağır taşıt oranı ise % 40-50 civarında.
Bu tablo; "kara yollarımızın Avrupa'dan farklı olarak bireysel ulaşımda değil, yük taşımacılığında kullanıldığını, diğer taşımacılık yöntemlerine çok şans tanınmadığını" gösteriyordu.
Ayrıca "güvenlik, maliyet gibi unsurların göz ardı edilerek neredeyse her şeyin karayolu ile taşındığını" anlıyoruz. Buradaki sakatlık, alternatif ulaşım türlerinin geri bırakılmasında yatıyordu. Ancak bu durum değişiyor.
Mesela İstanbul coğrafyasındaki dünya kentlerinde, karayolu yanı sıra raylı sistemler ve deniz yolu alternatifleri de eşit oranda gelişiyor. Deniz ulaşımı toplam kent ölçeğinin % 9'u civarında olması gerekirken, İstanbul'da bu oran, % 1 civarında ve alacak çok yolumuz var.
Başbakan'ın dün açtığı Haliç Geçişi gibi raylı sistemleri kente kattıkça İstanbul'un rekabet gücü de artıyor. Peki, bu tablonun ekonomiyle ilgisi ne?
Pek farkında değiliz ama büyük kentler, "trafik yüzünden fakirleşme" sürecini yaşıyor. Zira ulaşamıyoruz. Mesela Türkiye ekonomisinin kalbi İstanbul, bu gibi projeleri devreye almasaydı kent kalp krizi geçirirdi. İşyerine gidemeyen insanlar, yerine ulaşamayan siparişler, aksayan toplantılar... Emek saat kaybı, ürün kaybı, sinir kaybı…
Ekonomide dikkatlerimiz dış açığa, dövize, kura, faize ve enflasyona çevrili iken ulaşımda yaşanacak bu "insan eseri felaketin" yani "ulaşım sorununun" yıkıcı etkisini gözden kaçırabilirdik. İşte dünkü açılışala buna izin vermeyeceğimizi gösterdik.