Bugün 5'incisi için İzmir'deyiz... 90 yıl önce ilki de burada yapılmıştı. Ekonomideki köklü politika değişikliklerine damgasını vuran iktisat kongreleri "yarına dair rota çizdiğimiz" önemli toplantıların tanımı niteliğinde.
29 yıl önce, 1992 Haziran'ında Rahmetli Turgut Özal'ın başkanlık ettiği kongreyi hatırlıyorum. Yıkılmış Doğu Bloku ve yeniden haritalanan Avrupa'da Türkiye'nin iktisat politikalarında önceliklerimizi sıralıyordu. Günlerce süren onlarca oturumda merak ettiğimiz, güç dengelerinin sil baştan kurgulandığı çağda, Türkiye'yi konumlandırmaktı.
Bugünkü İktisat Kongresi'nin teması "Küresel Yeniden Yapılanma Sürecinde Türkiye Ekonomisi" olarak belirlendi. Alt başlıklara bakıyoruz: Yüksek ve istikrarlı büyüme, finans, sanayileşme, girişimcilik, Ar-Ge ve yenilik, nitelikli insan kaynağı gibi konular öne çıkmış.
90 yılda 54 kat büyüyen Türkiye'nin ajandası genişledi, sorunları da büyüdü. Fırsatlar çoğaldı. Tehditler de... Üstelik sorun sadece siyasal gerginlik değil. Gezegenin başı belada ve sürdürülebilir kalkınmada çevre öne çıkmış durumda.
İster istihdamı tartışalım ister kamunun ekonomideki ağırlığını... Bakış açımızı değiştirmeden, yeni konulara baksak dahi, sonuçlar eski zihin yapısına göre üretilir.
İlkinde yoktum. 1948'de savaş sonrası dünya ekonomisi içinde Türkiye'nin geleceğini şekillendiren ikincisine de yetişemedim. 3'üncü ve 4'ncüsünü izlemiştim. Bugün 5'incisinde bulunacağım için mutluyum. İktisat kongrelerini, bir sonraki 10 yılın yeşerdiği entelektüel tarla olarak göre geldim. Bugün küresel kriz psikolojik sürecinde başlayan 5'inci Kongre'den beklentim, yeni yolda yeni ayakkabılarla yürüyebileceğimiz bir ufuk çizebilmek. Yaşayıp bilecek ve göreceğiz.