Yüzünü belki de hiç görmeyeceğimiz 37 bin mahalle muhtarını yeniden seçmeye hazırlanıyoruz. Tuhaf ama böyle... Vatandaşlık numarasıyla işlevi sıfıra yaklaştırılmış muhtarları seçmeyi, onlara her ay 875 lira maaş ödemeyi sürdürecek olmamız bana çok tuhaf geliyor.
Öncelikle muhtarlara karşı en ufak bir saygısızlığım yok. Sorunum, sisteme dair... Bürokrasinin giriş noktası ve evimize en yakın birimi olan muhtarlara yığınca işlev yükledik. Meraklısı için sıralayalım:
Seçim zamanları sandık kurullarına, sağlık, emlak tespit gibi komisyonlara katılmak, askerlik çağına gelenlere kimlik, sandık listeleri asmak, cadde sokak tabelalarını kontrol etmek, salgın bildirmek, seferberlik tebligatı yapmak, seçmen kâğıdı dağıtmak, ikametgâh, nüfus belgesi, yeşil kart ihtiyaç sahibi belirlemek ve mahallede yürütülen hizmetlere dair görüş bildirmek.
İnternet sayesinde bu işlerin tamamı "online" haline geldi ve artık muhtar muhatabımız değil. Vatandaşlık numarası sayesinde muhtarlık binasının yerini dahi bilmek zorunda kalmıyoruz şükür...
Köy muhtarlıkları, devletin en ücra birimi diye hâlâ gerekli olabilir fakat mahallenin muhtarlarına artık şimdiki tanımlarıyla ihtiyaç yok. Hal böyle olunca önümüzdeki seçimde mahalle muhtarlarının seçim kampanyalarını merak ediyorum. Acaba şunu mu diyecekler: "Ey mahalleli, yüzümü görmeyeceksin ama beni seç. Sana hizmet edecek alan kalmadı ama beni seç."
Olacak şey değil ama olacak... Muhtarlıklar kaldırılsın demiyorum. Belki de onlar, katılımcı yönetim çağının mahalle sivil toplum örgütlerine dönüştürülür, muhtarlar da bunların lideri olur.
Ancak yüzünü dahi görmeyeceğimiz 37 bin kişiyi yeniden seçiyor olmamız, size de komik gelmiyor mu?