Merkez Bankası'nın bugün yapacağı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı ardından faizlerde değişiklik beklenmiyor. Zaten 75 baz puanlık artışın gerekliliği dahi tartışılırken Merkez'in bu turda "pas" geçeceği görülüyor.
Geçen toplantıda Merkez'i faiz artışına zorlayanlar, "75 yetmez, en az %1.5 ve üstü artış şart" diyor ve "bağımsız Merkez" klişesini kullanıyordu.
Merkez'in bağımsızlığından kasıt, bunlara göre, Başbakan'ın "faizleri indirin" önerisine karşı direnişti.
Bir bakıma "hükümetten bağımsız" ama "biz faiz lobisine bağlı" talep söz konusuydu. Buna karşılık Başkan Erdem Başçı "ben yalnızca PPK'ya karşı sorumluyum" demişti.
Görünen o ki, bu " bağımsızlık" olgusu, ulusal boyutta bir şey ifade etse de küresel çapta hemen herkes FED'e bağımlı. ABD Merkez Bankası FED'in parasal genişlemeyi azaltacağı (daha az dolar basacağı) beklentisi, dünya merkez bankalarının "bağlı" olduğu tek gerçek gibi görünüyor.
Her ay 85 milyar dolarlık varlık alımındaki muhtemel yavaşlamanın oluşturacağı "merkezkaç" etki, bizdeki faizlerin de seyrini belirleyecek.
Bu yüzden Merkez'in bağımsızlığını hükümetin "faiz indirin" önerisine karşı koyma olarak tanımlayanlara dramatik cevap: Sezen Aksu'dan geliyor: "Eller günahkâr, diller günahkâr / Bir çağ yangını bu bütün dünya günahkâr/ Masum değiliz hiçbirimiz."
Finansal statüko ve Merkez'i "bağımsızlaştırma" söylemiyle kendine bağlı kılma gayretkeşleri görmeli ki bağımsız değiliz hiçbirimiz...
Hele ki FED'in bir küçük iması dahi Merkez'imizi, piyasamızı sarsabiliyorken...