Başbakan'ın, 600 bininci Türk Traktör için düzenlenen törende "Türk malı otomobil yapacak babayiğit arıyorum" sözleri üzerinden 2.5 yıl geçti. Bu sözlere kimse itiraz etmedi, aksine "derhal..." diyerek araştırmalar başladı.
Otomotiv Sanayii Derneği OSD "bize zaman verin, çalışalım" dedi, zaman verildi ve 6 ay sonra "neden yapılamayacağını" anlatan devasa raporla geri döndüler. Rapor "eğer yapılacaksa..." diye başlayan öneriler bölümünde, 25 yılda Türkiye'de kurulu toplam 1 milyon 200 bin kapasiteli 5 dev tesisin toplam yatırımı olan 5 milyar $'ı, yıllık 200 bin kapasite için talep ediyordu.
Raporu okuduğumda önerim şu olmuştu: "Babayiğit arayışında yöntemi gözden geçirelim, bizdeki babalar yiğit değil. Yiğitler de baba değil. Birkaç yiğide babalar gibi destek verirsek bu işi çözeriz." Derken baba yapacak yiğit aramaya başladık. Bu sefer devreye, TÜBİTAK girdi. Şimdiye kadar kaplan avlayamamış ataletiyle, bu kurum üzerinden zaman kaybeder olduk.
Bu sırada endüstri boş durmadı, onlarca yiğit yerli oto prototipiyle çıkageldi. Bu defa bürokrasi "muhatap almadı" ve geciktirdi. Derken Bilim Bakanı doğrudan işe el attı ve şimdi ancak 20 başvurudan 10'luk kısa liste yapabildi.
Bir davaya zarar vermenin en sinsi yolu, o davayı bile bile yanlış gerekçeler üzerinden savunmaktır. Mevcut otocular ve lobicilerinin "verimli olmaz" yalanına aldırmayın. Yerli oto, Türkiye'nin davasıdır.
Eğer bir ülkede otomotiv varsa, orada çok şey var demektir ve 3 tarafı denizler 4 tarafı sorunlarla çevrili bu coğrafyada, teknolojisi bize markalı otomotivsiz olmaz. 2.5 yıl havanda su dövdük, yeter! Gecikmeyin ve yapar gibi yapmayın artık...