Her kentin, dünya prömiyerinde saygın yer edinmek için "yürümeyen" bir planı var. Bunu, bu yıl turladığım 50 kentte çok net gördüm. Herkesin türküsü; aynı. Ancak öyküsü de aynı; turizm kenti, sağlık kenti, kültür başkenti... Harcanan milyarlar, bir yere varmayan sloganlar, yürümeyen planlar... Atı alanın Üsküdar'ı geçtiği dünyada; marka kent olma umudu... Şimdi İstanbul'un "Finans Başkenti" rüyası var. Niyet; sağlam. Yer; hazır. İştah; tam... Peki eksik olan nedir? Koordinasyon...
Projeniz ne kadar "dahiyane" olursa olsun, başarı; bunu hayata geçirecek eylem planının tutarlılığına ve uyumluetkin organizasyon kabiliyetine bağlıdır. Finans Başkenti için kurulan komitemize bakın; DPT'den neredeyse Sular İdaresi'ne kadar her birimden birini koymuşlar. Tıpkı Nuh Gemisi gibi her türü bir araya getirince ortaya ancak "hayatta kalma gayreti" çıkar; kıtalar keşfetme enerjisi değil.
Küresel finans başkenti olma iddiasına hizmet edecek bir etkinliğimiz başlıyor Çarşamba günü; İstanbul Finans Zirvesi... Danışma Kurulu Başkanı Dr. Murat Yülek; İstanbul'un böylesi bir zirveyi hak ettiğini savunuyor. Amaç; küresel ölçekte finans sektöründeki temel konuların tartışıldığı bir platform oluşturmak. Tıpkı "Davos gibi" diyor Yülek; "İstanbul'u finans merkezi yapmak için mevzuat, vergi ve altyapı tamam ama aslolan insan ve entelektüel kapasite sorununu çözmek." Paris'ten Lüksemburg'a, Cidde, Kuveyt, Hong Kong, Astana'ya dek pek çok kent, bu pozisyonun peşinde.
Peki sinerji? Bırakın finansın doğal aktörlerinin desteğini; dünkü toplantıya ancak 3-5 gazeteci getirebilen bir tanıtım performansı, çok şeyi anlatıyor.