Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Yerli Petrol Milyarderi

Dünyada petrolü olup da "yeterince" zengin olmayan kaç kent vardır?
Bu sorudaki "yeterince" ibaresi, "en azından fakir olmayanı" anlatıyor.
Arap ülkeleri, Güney Amerika, Hazar Havzasını göz önüne getirirince, cevabın "çok az" olduğunu göreceksiniz.
Batman, işte bu "az sayıdaki" yerden biri...
Mum dibine ışık vermez misali...
Benzer tabloyu Gorbaçov'un Perestroyka (yeniden yapılanma) süreci ardından dağılan Sovyetler'in hammadde zengini Kazakistan'da görmüştüm. 90'lı yıllarda dağılan Sovyet Rusya'da petrol Kazakistan'da, rafineri de Ukrayna'da birbirinden "ayrı düşünce", kışın insanlar soğuktan donuyordu. Elinde koca bidonu 50 cente benzin varken ne bu benzini kullanacağı arabası ne de petrolünden fuel oil çıkaramadığı için yakabildiği kaloriferi vardı.
Batman, petrolüne rağmen zenginliği gecikmiş bir kent. Tıpkı zaman tünelindeki 90'ların Almata'sı gibi... Fakat bu tablo nihayet değişiyor. Neticede dünya hâlâ petrole dayalı endüstrileşmenin koridorunda yürüyor ve Türkiye'nin petrolünün beşte biri, Batman'dan karşılanıyor.
Yeterli mi? Asla... Zaten Batman'da petrol odaklı zenginleşme, 2000'lerde hız kazanabildi. Temel sorun, elinizdeki değeri hayata geçirme sürecindeki eksik adımlardan kaynaklanıyor. Petrolü kent kalkınmasıyla ilişkilendirecek enstrümanlar yaratıldıkça, yakın gelecekte bizim de bir petrol milyarderi çıkarabiliyor olmamız kaçınılmaz.
Bundan 2 yıl öncesine dek "huzur güven ortamı gelince ekonomi alır başını yürür" tezi ön plandaydı. Önce güvenlik sonra ekonomi... Batman, huzur ve güven noktasında son derece iyi bir noktaya gelmiş bulunuyor.
Kentin odağında artık yalnızca ekonomi var ve gelişimin hızını yerel aktörlerin vizyonu belirleyecek.
Petrole dayalı endüstrilerin doğası gereği, "ölçek ekonomisi" gerektiriyor. Bunun anlamı, petrol işlerinin KOBİ ölçeğinde yürümeyeceğidir. Tamam KOBİ'ler canımız ciğerimiz ancak petrol gibi işlerde "ortak çalışma kültürü" kaçınılmaz oluyor. Bu yüzden yerli girişimcilerin Batman'da orta ölçekli işler kurabilmek için daha fazla kent dışı ortak hatta ülke dışı işbirlikleri zorunlu.
Yeraltında petrolü, ovasında tarımı, dağlarında hayvancılığı, ancak ve ancak orta ve büyük ölçekli yatırımlarla kent ekonomisine kazandırabilecekler.

Siirt'in fıstık ve enerji fırsatı

Tıpkı Ordu-Giresun gibi Siirt de bir endemik ürün zengini kentlerimizden biri. Kendine özgü fıstığıyla Siirt, "varlık içinde yokluk" çeken zihin yapısını, şükür ki hızla terk ediyor.
Sanayileşme efsunu hepimizi "eğer yoksa gerisi yalan" imiş gibi çaresizliğe itiyor. Oysa tarım, eğer endüstriyle buluşturulmuşsa, yalnızca bugünün değil, yarının da "olmazsa olmaz" zenginlik alanlarından biri durumunda.
Zira torunlarımızın iştahının bizden daha az olacağını söyleyen bilimsel bir bulgu yok. Hele ki bizden daha kalabalık, temiz su kaynaklarının daha kıt ve gıdanın daha elzem olacağı bir dünyaya doğru gidiyor isek...
Kentten aldığım enerji, Siirt'in "arayışlar, çırpınışlar" merhalesinde olduğunu gösteriyor. Bunun anlamı, uzun yıllardır kendi kabuğunda, geleneksel tarımın ve kapalı ekonominin dinamiğinde durağan yaşayan Siirt'in, bu arayışlar neticesinde kendisini "farklılaştıracak alan" yaratacağıdır.
30'dan fazla il gezdik, "proje" sözcüğünü Siirt'ten daha fazla kullananına rastlamadım. Yakın gelecekte bu projelerin onda biri dahi başarılı olursa, Siirt'in iller arası rekabet endeksinde hızla tırmanacağı kesin. Yeter ki proje odaklı gelecek tasavvuru noktasına varmış olalım. Hayatın pratiğinden edindiğimiz tecrübe, ayağı yere basmak (ihtiyaç ve kaynakları iyi çalışılmış) her 13 projeden 1'inin ileri düzeyde başarı kazandığıdır. Öyle ki diğer yürümeyen 12 projenin kaybını da kat be kat telafi ederek...
Gözlemlediğim, fındık benzeri bir çıkışın, fıstık üzerinden olabileceğidir. Komşuları her ne kadar kendi ürettiklerinden değerli bulmasa da ben Siirt fıstığına hayran kaldım. Fıstığın sorunu, tıpkı Giresun tombulundaki gibi, katma değer adımlarının yeterine artırılamamasında yatıyor. Anlatmak istediğim, Siirt'in bu eşsiz ürününün kuruyemişçilerden öteye taşınması gerektiği gerçeğidir. Bunu hak ediyor da...
Daha dün açılan 460 milyon lira değerindeki enerji yatırımı fıstığın yanısıra zenginliğin enerjiden gelebileceğinin göstergisi...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA