8'inci sanayi kongresi sonrasında anladık ki sanayimiz, mevcut yapısını dönüştürmedikçe, Türkiye'nin gelecek iddiasının sürdürülebilirliği kalmayacak.
Daha basit ifade edelim: Kilosu 1-10 $'lık mal üretip satarak, 2023'te 500 milyar $ ihracat hedefi "yalan" olacak.
Bunun için gereken, sanayinin, yenilikçilik ve buluşçuluk ekseninde değişimi ve dönüşümü... Krizler, bu açıdan olağanüstü değer taşır. Kimimizi 18 Ağustos sabahı jeolog yapar, kimimizi de inovasyon odaklı ihracatçı...
Dünya ölçeğinden bakarsanız İSO'nun ilk 500'ü dahi KOBİ düzeyinde. Ancak dün açıklanan İkinci 500 Büyük Sanayi kuruluşu listesi, tam bir Anadolu Kaplanı envanteri gibi...
Anadolu Kaplanı dediğimiz yapı; çabuk doğan, tez kaybolan... Dinamik ama dayanıksız... İstihdam yaratma kabiliyeti yüksek... Kaybedecek şeyi az olduğundan gözü kara ve cesur profillerin ifadesi...
İSO'nun çalışması, Anadolu Kaplanları'nın bu profilini onaylamakla kalmıyor, sanayideki değişim ihtiyaç ve talebinin de laboratuvarı olduklarını ortaya koyuyor.
500 kaplanın onda biri, küme düşerek bu listeye girmiş... Beşte biri kendi küllerinden var olmuş. Sanayi kongrelerinde dilimize pelesenk olan inovasyon (yenilikçilik) Anadolu Kaplanları'nın küresel krize karşı geliştirdiği refleks haline gelmiş...
İhracattaki paylarının %6.8'den %7.1'e çıkması bir yana, yenilikçi alanlardaki (diğer imalat sanayi) değişim inanılmaz: %1.408.
Geçen yıl küresel kriz patladığında; "işçi çıkararak krizden çıkamazsınız" tezini savunmuştuk. Bu sayfadaki analizlere bakın; göreceğiniz, Anadolu Kaplanları'nın bu tezi doğruladığıdır. Daha az eleman çıkardılar ve ağabeylerinden daha fazla kâr ettiler, çalışanlara daha fazla kaynak aktardılar.
Peki bu kaplanların yapısal sorunları? Kurumsallaşmadan da öncelikli ölçek sorunu? İSO'nun çalışması; verimlilikte iyileşmeye rağmen, ortak iş yapma kültürüne direnç yüzünden, kaplanlarımız için Küresel KOBİ olma yönünde alacak halâ çok fazla yol olduğunu ortaya koyuyor.