Ana muhalefetin artık yeni bir lideri var. Listesinden gömleğine dek, her yönüyle mercek altında...
Sağlıklı demokrasinin vazgeçilmezlerinden biri; güçlü ve alternatif üreten muhalefettir. Bu tanımdan yola çıkarak son 8 yıldır "ana muhalefet" koltuğunda iktidar olan CHP'nin, ülke sorunları envanterinde hangi "güçlü" alternatifleri ürettiği irdelenebilir.
Görünen, Baykal'lı bir CHP'nin, "güçlü alternatifler" konusunda yeterli üretim yapamadığıdır.
Zaten son Kurultay, bir bakıma bu "muhalefet tutulması" nın indifada tablosu olmuştur. Peki Kılıçdaroğlu, "güçlü alternatifler" oluşturmada, Baykal'dan daha iyi şeyler yapabilecek midir?
Bektaşi'nin birinin önüne iki şişe şarap koyup sormuşlar; "baba erenler, sen anlarsın, bak bakalım şaraplardan hangisi daha iyi?" Bektaşi, şaraplardan birinden bir yudum çekmiş suratını buruşturup öteki şişeyi göstermiş; "bu iyi." Soranlar itiraz etmişler: "ama erenler, daha onu tatmadın bile!.."
Bektaşi omuz silkmiş; "olsun.." demiş; "nasıl olsa bundan daha kötü olamaz!"
Bu bir fıkra ve anlatmak istediğim, son 8 yıllık muhalefet performansına baktığımızda hiç bir liderin Baykal'dan daha kötü olamayacağıdır. Cumhuriyet kadar köklü partinin beşeri kaynaklarına bakınca, şu anda iktidarın icraatlarının hemen hepsine alternatif geliştirebilecek kadroların bulunduğunu görürsünüz.
Sorun, Baykal liderliğindeki anlayışın, "alternatif oluşturmaktan" ziyade, iktidar yorgunluğu üzerinden yürümesidir.
Kılıçdaroğlu'nun ne yapabileceğini henüz bilmiyoruz.
Ama Baykal'ın neleri yapamadığından eminiz. Internet'in sizi eriştireceği medya arşivlerini tarayın; göreceğiniz, işsizlikten özelleştirmeye, yoksulluktan eğitime dek hiç bir alanda "farklı bir söylem" geliştirilemediğidir.
Ana muhalefetimizin sitesinde CHP Programı'nı okuduğunuzda; zaten iktidarın uyguladığı projelerin "vaat" olarak yer aldığını görürsünüz. Hele ki "Bilgi Toplumu" başlığıyla vurgulanan metin, çoktan tarih olmuş ve 10 yıl öncesinde ıskaladığımız hedefi, "gelecek zaman kipi"nde sunabiliyor.
Burada Baykal'a yönelik "enkaz edebiyatı" ndan ziyade Kılıçdaroğlu'na dair gelecek umuduna yer vermek istiyorum. Mesela Yenilenen CHP Programı'ndan başlıklara baktığımızda yeni liderin ve kurmaylarının, mevcut ekonomi politikalarına dair ipuçları arıyorum.
Bunlar henüz ortada yok. Zaten koltuğa yeni oturdu. Zaman tanımak gerek. Fakat bu zaman, ne yazık ki Baykal'a tanınandan daha az olmak zorunda. Zira önümüzde seçim var ve o zamana dek halk, Referandum'daki tutumundan, işsizliğe dair çözümlerine, yoksulluğa karşı tedbirlerine kadar çok boyutlu bir "algı düzeyinde" CHP'nin "umut" olup olmayacağına karar verecek.
Mevcut "CHP Programı"ndaki başlıklara bakıyoruz. Ben ancak bir kaç tane "yeni ve farklı" öneri bulabildim. Belli ki bunlar yetmeyecek. Olanlar da zaten, "biz şimdiki iktidardan daha iyi yaparız" iddiasından öteye zenginlik ve fark taşımıyor.
Mesela "özelleştirme" karşısına "devletleştirmeyi" koymak yerine "biz daha iyi yapacağız" söylemi, Kılıçdaroğlu kadrolarında farklılaşabilecek midir?
Küresel krizin yorduğu dünyada Türkiye bu krizi "teğet" geçse dahi, 6 milyonu aşkın işsizler için henüz bir çare geliştirilmiş değil. Hükümetin son haftalarda ortaya koyduğu istihdam arttırıcı önlemlerin ne derece karşılık bulacağını bilmiyoruz. Eğer karşılık bulamaz ise CHP, işsizler üzerinden yürüyebilir.
10 yıldan bu yana fert başına milli gelirin 2 bin 500 dolardan 10 bin dolara ulaştığı sürede ekonomi, "daha iyi hayat" umudunu yeşertti ve Türkiye bugün bölgesinde rol model ülke durumuna geldi.
Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP'nin, bunun üzerine ne koyacağı, daha çok üretim ve daha adil paylaşım için hangi "karşıt argümanları" geliştireceğini bilmiyoruz.
Ama bunları var edebileceğini umut ediyoruz. Neticede güçlü bir muhalefetin sadece; "iktidarın her adımını Anayasa Mahkemesi'ne götürmek" olmadığını anladık.
Şimdi sıra Kılıçdaroğlu'nun hayatın her alanında ve benim yoğunlaştığımı ekonomi alanında oluşturacağı alternatifleri anlamaya geldi. Yeni liderin tutumu ve yakın gelecekteki icraatları bize bunu anlatacaktır.