Bundan 15 yıl önce kredi notumuzu kırarak Türkiye'deki krizi ateşleyen Moody's Teyze, yine sahnede.
Üslup aynı; " eğer... " ile başlayan ve aba altından sopa gösteren sözüm ona rapor duyurusu...
Bu defaki tehdit, küresel krizin mevcut haline vurgu yapıyor ve " Türkiye ekonomisi bu yıl yüzde 4 küçülecek " diyor. Gelecek yıl ülkemize yüzde 2'lik büyüme layık gören Moody's Teyze'nin rapordaki tehditleri hiç değişmiyor; " ekonomik veya politik kargaşanın, hükümetin borç ölçütlerini anlamlı ve sağlam bir şekilde kötüleştirmesi halinde, Türkiye'nin kredi notları baskı altına girebilecek ."
Bir de havuç uzatmış; " şu anda Ba3 olan kredi notunu, Türk hükümetinin güçlü gelir yaratma ve borç ödeme kapasitesi göstermesi halinde artırabiliriz. "
Tamam teyzemizdir, sözünü dinleriz de bu kadar edepsizlik fazla oluyor.
Anlaşılan Moody's Teyze, son 15 yılda Türkiye'nin kat ettiği yoldan bihaber.
Ya da Türkiye gerçeğini algılamak işine gelmiyor.
Moody's, bizdeki değişim ve dönüşümü algılamasa bile onun ait olduğu sistemin çöküş tablosu, karşımızda duruyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu olarak zaten işini beceremediğinden dolayı onu var eden sistem iflas etmiş durumda.
Moody's Teyze madem bu kadar bilge ve adeta Oracle Kâhini dir; neden kendini var eden sistemin çöküşünü görememiştir.
Bugün Türkiye, bedelini çok ağır ödediği 2001 krizinden çıkardığı dersler sayesinde belki de dünyanın en sağlam finansal regülasyonuna sahiptir.
Bizim elimizdeki kurumsal enstrümanların, Moody's Teyze'nin patronlarında olmadığı kesin.Hal böyle iken bu felaket tellalı Moody's Teyze, hâlâ piyasada " sözü dinlenen " olabiliyor.
Sanırım buradaki temel sıkıntı, " çoktan ölmüş ama gömülmemiş " bazı kurumlara bizlerin atfettiği itibardan kaynaklanıyor.
Zira Moody's Teyze gibi kurumları hâlâ ciddiye alanlarımız var ve " kendi burnunun dibindeki çukuru görmeden âleme nizam vermeye kalkan " bu uluslarüstü şantajcılara değer veriyorlar.
Afrasını ve tafrasını çektiğimiz çağdışı kurumlar galerisine bir göz atalım; Moody's Teyze 'nin kuzeni Standart&Poor's, bütün dünyada insansız ekonomi politikalarıyla malul IMF, yeryüzünün ekonomik jandarması Dünya Ticaret Örgütü ve diğerleri...
Aslında küresel krizle, bunların son kullanma tarihi çoktan geçmiştir.Fakat sorun, ekonomideki aktörlerin, ( işadamı, bankacı, bürokrat, siyasetçi, medya, bilim insanı ) bu bayat kurumların bayat söylemlerini hâlâ ciddiye almasındadır.
Ait olduğu sistemin " kredi derecelendirme kuruluşu " olan Moody's, aslında " toplumsal aşağılık kompleksi " içindekilerin ona itibarından beslenedursun, bana göre bu tür raporların başka bir işlevi daha belirginlik kazanıyor.Komplo teorisi deyip geçebilirsiniz ancak, kendi girdapları içine Türkiye'yi de çekip, eski " borç ver ödedikçe borçlandır " açmazını hissediyorum.
IMF ile olan pazarlıklarda da benzer pis kokuları almak mümkün. Parasından ziyade duası makbul(!) IMF 'nin, gelecek kaynakları, TÜSİAD benzeri büyükler üzerinden ekonomiye kullandırma gayreti söz konusu.
Peki, gelen kaynaklar ne işe yarayacak?
Çok basit; gelen kaynaklar, zaten borcu cihanı aşmış büyüklerin borç ödemeleri için geldiği gibi yine Moody's Teyzegillere dönecek.Hal böyle olunca da özel sektörün borcu, bir şekilde devlet garantisi aracılığıyla milletin sırtına yüklenecek. Burada benim takılıp kaldığım nokta, Moody's ve benzeri küresel sistem çetelerinin girişimleri değildir. Şüphesiz onlar, var edilme amacına hizmet ederek işlerini yapıyorlar.
Peki biz de işimizi iyi yapsak nasıl olur?
Bankacılık sistemimiz iyi diye bankacılarımızın piyasaya zulmetmesine gerek yok. Finansal yapılarımız sağlam diye KOBİ'lerin finansal yapılarını zorlamanın ne âlemi var? Moody's Teyze " borç ödeme becerini kaybedersen... " tehdidini savursun, bu şantaja boyun eğip istikrarı zedelemenin akla yakın gelir hali var mı?
Her ağacın kurdu, kendinden olurmuş. Nitekim ağaca balta vurmuşlar; " neyleyim, sapı bendendir " demiş. Moody's Teyze ile baş ederiz de Allah bizlerin ormanını, bizim baltalardan korusun!..