Üretimin, paylaşımın, zenginliğin hızla yer değiştirdiği Küre'de, uluslararası şirketlerin tepe yöneticileri ve bu yönetime katılmayı kendilerine " kariyer modeli " yapanlar dünyası, yeni bir meslek olarak karşımızda; Kozmokrat !
Türkiye, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olarak uluslararası dev firmaların kozmokratlarını barındırmıyor.
Fakat aynı zamanda yetişmiş binlerce vatandaşı da yerkürede bir şirketten ötekine, bir kurumdan diğerine koşuşturup duruyor.
Kaliforniya'daki Silikon Vadisi 'nden, New Jersey'deki Photon Vadisi'ne dek yüzlerce firmada çalışıyorlar.
Fakat kozmokrat kimliği, beyin göçünden fazlasını anlatıyor ve " ömrü uluslararası seyahatlerle geçen yönetici " tanımına varıyor.
Zaten kozmokratı bulmak ve teşhis etmek için " gücü " izlemeniz yeter.
Güç, nerede yoğunlaşıyorsa, kozmokrat, sizi orada bekliyor olacaktır.
Özellikle gelişen piyasalar dediğimiz Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika ve Türkiye "nin oluşturduğu E-7 ülkeleri, kozmokratların en fazla rağbet ettiği " küresel mekânlar " haline gelmiş durumda.
Zaten kriz sonrası dünyaya dair son araştırmalar " doymamış zenginliğin " yavaş yavaş E-7 ülkelerine kayacağını gösteriyor.
PriceWaterHouse Coopers tarafından hazırlanan rapora göre, E-7 ülkeleri 21'inci yüzyılın ortasında G-7 ülkelerinin ekonomik büyüklüklerini yüzde 75 oranında geçmiş olacak.
Raporun dikkat çektiği, Batı ülkelerinde acil olarak nitelikli çalışan sayısı artırılmaz ise, bu ülkelerdeki " kozmokrat "ların, E-7'lere kayacağıdır.
Buna sebep olarak da şirketlerin artık nitelikli çalışan açığı yüzünden, o şirketi var eden ülkeden, başka topraklara göç etmesi gösteriliyor.
Kozmokrat, doğduğu ve yetiştiği ülkeden kalkarak, küresel şirketlerin mabetlerine göç ederken, şirketler de " ayağına gelmeyen " kozmokratların yoğun olduğu topraklara gidiyor.
İlginç bir göç bu. Tarihteki " Kavimler Göçü "nden farklı olarak " Güçlülerin Göçü " diyebileceğimiz bir olguya tanık oluyoruz.
Türkiye'de ve özellikle İstanbul'da sayıları artan uluslararası şirket yönetim merkezlerinin, çok yakın gelecekte, İstanbul "u kozmokratların tercih ettiği " gözde mekânlar " haline getirebileceği bir dünyaya gidiyoruz.
Kozmokrat mesleğini tanımladığım yazımın ardından çok sayıda posta aldım ve sandığımdan daha fazla Türk kozmokrat olduğunu fark ettim.
Murat Onuk adlı okur yazmış; "Bahsettikleriniz yaşadığım hayata bire bir uyuyor, son 5 senedir Microsoft'ta global üst düzey yönetici olarak, dünyayı gezerek çalışıyorum."
Microsoft'un 116 ülkesinden sorumlu Mustafa Kılıçarslan'ı da yıllar öncesinde yollarda tanımıştım. O da neredeyse uçak kabinini ofis olarak kullanan bir Türk kozmokrat. Franklin Templeton Investments'in Darby bölümü başkan yardımıcısı Burak Dalgın, tanıdığım en genç kozmokratlar arasında.
Şu anda Coca-Cola'da üst düzey yönetici olan Eski THY Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu, bir diğer kozmokratımız.
Yoğun seyahat ettiğim dönemlerde havaalanı CIP salonlarında tesadüf ettiğim bir dostum vardı; Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Attila Karaosmanoğlu ...
Orhan Güvenen de bir başka ünlü kozmokratımız; DPT eski müsteşarı Güvenen Paris ve Bilkent üniversitelerinde eşanlı hocalık dışında OECD Büyükelçiliği'ni de aynı anda yapıyordu.
Mekânsız çalışanlarımızın çoğunun, Türkiye'deki çokuluslu şirket yöneticileri olduğunu görüyoruz.
Başarılı performansları, bir sonraki adımda onları çalıştıkları çokuluslu şirketin başka yerlerine sıçratıyor ve kozmokratlık kariyeri de kendiliğinden başlamış oluyor.
Türk kozmokratları da dahil olmak üzere bu yeni meslek grubu, yeni bir tür sınıfın oluşum habercisi gibi geliyor bana.
Küresel güç odaklarının var ettiği bu kozmokratların, " seçkinci " bir davranışla dünyayı yönetmeye yönelik tavırlarının, hangi sosyal, siyasi ve ekonomik değişimlere yol açacağını incelemek, ilginç olabilir.
Dünün Fransız Jakobenleri, bugünün seçkinci " büyük ağabey "leri, sanırım yarının " kozmokratlar "ı olarak karşımıza çıkacak.
İncelemeye değer!..