Türkiye, nihayet küresel krizle yüzleşmeye başladı.
Bu; hem iyi hem kötü bir haber.
İyi haber zira ; parti kapatma, Ergenekon gibi iç didişmelerden, gündemimizde ancak 6. sırada tartışabildiğimiz küresel kriz, nihayet daha fazla konuşuluyor.
Kötü haber zira ; petrol ve gıda ile tetiklenen küresel krizin çehresinde "enflasyon" ifadesi var ve bu alanda tedbir oluşturacak zamanı feda ettik.
Yabancı sermaye girişindeki duraksama ile cari açıktaki baskı, küresel krizin diğer dayatmaları... Yabancı sermaye girişindeki bu düşüşü yalnızca iç siyasal sorunlarımızla açıklamak, körün fil tarifine benzer. Küresel sermayenin finans krizinin, artan petrolün, tırmanan gıdanın ve kredi bataklarının bunda etkisi çok fazla. Ancak kapatma davası ile oluşturduğumuz siyasi belirsizlik atmosferinin, gelme kararı almışları caydırdığı, gelmekte olanların kafasını karıştırdığı bir gerçek.
"AKP kapatılsın veya kapatılmasın notunuz düşmez" saptırmasıyla çıkagelen Moody's, var. Moody's Teyze'nin söylediği, " borcunuzu ödeyebildiğiniz sürece kredi notunuz sabit " uyarısından başka bir şey değil.
1993'te de benzer açıklamayı yapmış, Türkiye'nin borç ödemede gösterdiği ilk zaaf sonrasında notumuzu kırmıştı. Ülke % 152 enflasyon ortamında % 60 fakirleşmişti.
Bugün şükür ki böyle hiper enflasyon belasından çok uzaktayız.
Fakat en uzaklar dahi ilk adımlarla başlayabiliyor. Bu adımlar atılmaya başladı ne yazık ki. Bu defa enflasyon, yalnızca bizim başımıza bela değil. IMF'nin son raporuyla ortaya çıktı ki dünya ekonomisi, en az 18 ay sürecek dar bir koridorda, cendereye giriyor. Tıpkı 70 ve 80'lerde olduğu gibi gelişmiş ülkeler, enflasyon baskısıyla, zaten aşağıya doğru giden ekonomilerine çeki düzen vermek için yeni yollar arayacak.
Dünya ekonomisinin dünkü çözümü, " sınırsız ekonomi, gümrüksüz dünya, serbest ticaret " ile bulunmuştu.
Şimdiki çıkış noktasının, " inovasyon " olacağı konuşuluyor. Bizim için "toplumsal, ekonomik, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması " anlamıyla inovasyon, küresel kriz bahanesine gerek kalmadan da düşünülmesi gereken bir olguydu. Türkiye nihayet küresel krizi gündemine almıştır. Geriye, krizi fırsata çevirecek adımları atmak kalıyor.
Siyasi istikrara işte bu noktada daha çok ihtiyacımız var.