CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Çankaya Köşkü'ne çıkarak çözüm sürecine dönük kaygılarını paylaşması, bu vesile ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görüşlerini dinlemesi oldukça önemli bir gelişmeydi. Kılıçdaroğlu, resmi açıklamasında üstü örtülü biçimde Gül'e "vebal altında kalacağı" hatırlatmasında dahi bulundu. Ülkenin en önemli meselesinde ana muhalefet partisinin takınacağı tutum kritik eşik! Lakin liderler arasında "karşılıklı güvensizlik" had safhada.
Kılıçdaroğlu, genel başkanlığının ilk günlerinde "aftan, özerklikten, anayasal vatandaşlıktan" söz edecek kadar cesurdu. Zamanla, partiye etki eden unsurların etkisi altında kalarak dilini değiştirdi. Bu kez, "dört partili komisyondan, akil adamlardan, TBMM'de kapalı oturumdan" dem vurmaya başladı. Oysa AK Parti Genel Merkezi'ni ziyareti, "Gelin bu sorunu birlikte çözelim" girişimi ezber bozucu nitelikteydi. Sonra iş yine yokuşa sürüldü. Kılıçdaroğlu, ihalenin üstüne kalmasından endişe etti. Hatta partisinin parçalanması tehlikesi baş gösterdi.
Şimdi, "Sürecin hukuki yönünden, bilgi verilmemesinden, gidişattan" yakınır hale geldi.
Kabul edelim ki, orta sahada top dolaştıracağına ilişkin yaygın kanaat yüzünden Başbakan ve AK Parti kurmayları da CHP'yi dirsekledi. Sanırım bu saatten sonra CHP'ye düşen, "korku gündeminin" peşine düşmek yerine, kendi çözüm önerileri ile "umut gündemine" yönelmek olmalı.