ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin, 1915 Olayları ile ilgili karar tasarısını kabul etmesinin üzerinden bir hafta geçmesine karşın Ankara'da artçı şoklar devam ediyor. Siyasi düzeyde Türk-Amerikan ilişkileri ile Türkiye-Ermenistan normalleşmesi aynı anda masaya yatırılıyor. Açıkçası ABD'nin oyun planı çözümlenmeye çalışılıyor. Esasen, bir süre önce Katar'da Başbakan Tayyip Erdoğan'la görüşen ABD Dışişleri Bakanı H. Clinton'ın, "Tasarı, Komite'den geçebilir ama Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na gelmeyecek" dediği biliniyor. O günden itibaren genel kanı, ABD yönetiminin tasarıya karşı etkin biçimde devreye girmediği, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin onaylanması için "dolaylı baskı" kurmayı düşündüğü yönünde. Oysa Dışişleri'nde geliştirilen ve milletvekilleriyle de paylaşılan "kısa-orta-uzun vadeli" pozisyonlar, farklı durumlara işaret ediyor.
***
Her şeyden önce, Yukarı Karabağ sorunu, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin protokollerin ruhuna aykırı düşen yorumu işleri çıkmaza sokmuşken buna bir de ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin kararı eklendi. ABD kaynaklı komplikasyon nedeni ile roller de değişti. Tasarıya gönülden karşı çıkmayan Obama yönetiminin Türkiye'yi zorlama stratejisi ters tepti. Tasarı reddedilse Türkiye, -deyim yerindeyse- ABD'ye borçlu duruma düşecekti. Şimdi, Kafkaslar'a barış getirecek projenin, tarihi yargılamaya hakkı olmayan bir ülke meclisinde alınan kararla sabotaja uğradığı anlatılmaya başlandı. Haliyle, Ankara'da iki yeni kritik eşik gelişti.
1- 24 Nisan'da, Başkan Obama'nın kullanacağı dil. Yani soykırım iddiasına teğet bile geçmemesi.
2- Soykırım iddiasının Temsilciler Meclisi gündemine taşınmaması.
***
Türkiye'nin kartları ise şöyle:
1- Washington Büyükelçisi Namık Tan, Başkan Obama'dan somut mesaj alınıncaya, gerekirse 24 Nisan'a kadar Ankara'da kalabilir.
2- Türkiye-Ermenistan normalizasyonu Karabağ ve Azeri-Ermeni yakınlaşmasına da bağlı olduğundan Rusya'nın denklemdeki ağırlığı artabilir.
3- BM Genel Kurulu'nda ele alınması beklenen İran'a yaptırımlara Türkiye taraf olmayabilir.
4- ABD'nin, Irak'taki güçlerinin lojistik bağlantısı açısından hayati önemdeki İncirlik Üssü ile ilgili kısıtlama başlayabilir.
Kuşkusuz mevcut travmatik durumun, Türk-Amerikan Model Ortaklığı'nı ipotek altına alacak radikal karar aşamasına varması istenmiyor. Ancak Ankara, Ermenistan sorununu Türkiye üzerinden tek taraflı tavizle çözdürüp, uluslararası başarı hanesine yazdıracak Obama portresine bakmak bile istemiyor. İşte bu yüzden kademeli gerginliği göze alabiliyor!