10 yıl önce görev zararları yüzünden Hazine'nin kamburu olan, piyasa yükümlülüklerini bile yerine getiremeyecek duruma düşen kamu bankalarının, bugün belini doğrultmasını gıpta ile izliyoruz. Özellikle Ziraat Bankası'nın, "asrın karı" diye nitelenen 3.5 milyarlık (net) 2009 yılı karı üzerinde durulmaya değer. Yağmurlu günlerde şemsiyeyi kapatan özel ve yabancı sermayeli bankaların aksine Ziraat'in kredi musluklarını açık tutması övgüye değer.
Bunlar işin doğruları. Gelelim kritik eşiklere...
1- Kamu bankalarının piyasa payının küçülmesi gerekiyor.
2- Ziraat hala devletin kasası gibi çalışıyor.
3- Ve bence en önemlisi şu: "Ziraat kar rekoru kırarken, sade vatandaşa ilave maliyet yüklememeli. Düşünün, mütevazı bir ev sahibi olma hayaliniz var. TOKİ'nin makul projelerinden birine giriyorsunuz. TOKİ, Ziraat Bankası ile çalışıyor. Banka, peşinattan, aylık taksitten komisyon kesiyor. Yani, bir eli sizin cebinizde. Bankaların hizmetlerini fiyatlandırmasına karşı değilim. Ama emin olun, sözleşme ile mecbur edildiğiniz Ziraat Bankası kesintiyi azaltsa muhtemelen TOKİ konutunu bin liraya kadar ucuza almanız mümkün."
Bunu nereden mi biliyorum? Tabii ki kendimden!