Türkiye; iktidarla muhalefet, hükümetle yargı, siville asker arasında kutuplaşma sınırına çekilirken, son dönemde özlemle beklenen bir birliktelik Kırlangıç Sokak No: 32'de gerçekleşti. Ermeniler, 1915 Olayları'nın ABD Kongresi'nde soykırım olarak tescillenmesine çabalarken Ankara da boş durmadı. Washington'a çıkarma yapan AK Parti'li, CHP'li, MHP'li milletvekilleri, bir gece Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun evinde, milli mesele etrafında buluştu. İçerideki tek yürek, dışarıya tek ses olarak yansıdı. Ancak "küresel stratejik hesaplar", oyun içindeki oyunlar yüzünden tarihi fırsat uzatmalarda kaçtı. Peki ama neden?
***
- Öncelikle, Musevi lobisi bu kez istekli değildi. Türkiye-İsrail siyasi ilişkilerinin travmatik seyri, Yahudi kökenli aktörlerin motivasyonunu olumsuz etkiledi. Deyim yerindeyse Yahudiler,
"Biz olmadan sonuç alamayacaklarını görsünler. Ders alsınlar" senaryosunu sahneye koydu.
- Başkan Obama ise iç kamuoyuna yenik düştü. Sağlık ve bankacılık reformlarına karşı kurulan muhalif cepheyi aşmakta zorlanan, henüz dış politikada parlak başarı sağlayamayan Obama, Ankara-Erivan hattından prim toplamaya çalıştı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokollerin arka planına odaklanmadan, uzlaşmayı sulandırma girişimlerine aldırmadan imzalanan metinlerin hemen parlamentolarda onaylanmasını bekledi. Sözde soykırım tasarısına karşı geç ve güç devreye girdiğinde zaten iş işten geçmişti.
Ve Rusya... Kafkaslar'daki arka bahçesinde ABD'nin rol çalmaması için taktik manevralarına devam etmekte. Ermenistan- Azerbaycan ihtilafının doruğa tırmandığı Karabağ'da çözüm yolunda atılacak adımlar, Rusya'nın bölgesel çıkarlarına doğrudan bağlı. Gürcistan'la yakınlaşan, Azerbaycan'daki petrol- doğalgaz kaynaklarını kontrol altına almaya çalışan ABD, Hazar Havzası'nda Rusya'nın yaşam sahasına girmekte. O andan itibaren Karabağ'da "açmaz durumu" oluşmakta. Güçler savaşının Türkiye aleyhine işleyen yönü de burada başlamakta. Ankara'nın, Ermenistan'la normalizasyon sürecini, Bakü'nün hassas olduğu Dağlık Karabağ'da ilerleme şartına bağlaması ise uluslararası toplumca "kabul edilebilir" bulunmamakta. ABD de Rusya da Kafkas satranç tahtasında üstünlüğünü korumak için Türkiye'nin
"bölgeye hakim barış" teorisinin, pratiğe geçmesine şans tanımamakta.
***
Gelinen noktada Türkiye-Ermenistan yakınlaşmasının akıbeti giderek Annan Planı sonrasındaki KKTC'nin durumuna benzeyecektir. Kıbrıs'ta ve Ermenistan'da ezber bozan siyasi yaklaşım, hak ettiği değeri bulamamıştır. Lakin ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ndeki oylama sonucundan, AK Parti'ye karşı iç siyaset malzemesi üretilmesi itibar gören yaklaşım olmayacaktır. Zira yıllardır ABD Kongresi Ermeni atakları ile meşgul edilmekte, Türk-Amerikan işbirliği soykırım iddialarıyla zehirlenmekte, Yahudi topluluklarına mahkûmiyet katsayısı yükselmekteydi. Hükümetin, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerini iyileştirme temelinde, Erivan'la yakınlaşma planı, dönüm noktası olmayı sürdürecektir. Protokollerin hayata geçmesi aşamasında "mızıkçılık" eleştirisine konu olsa da Türkiye, her platformda ustaca ileri süreceği donelere ve hukuki belgelere sahiptir.