Baharı andıran kış sezonunun avantajına rağmen BOTAŞ'ta hummalı bir çalışma yürütülüyor. Öncelikli gündem, "arz güvenliği." Nitekim son günlerde İran'ın vanayı kısmasıyla 'acaba' soruları da arttı. Peki bizleri nasıl günler bekliyor? Enerji Bakanı Hilmi Güler'in, "Dünyanın sayılı şirketlerinden biri. Neden bu kadar hırpalanıyor, anlamıyorum" diye sahip çıktığı BOTAŞ, geçtiğimiz hafta Bakanlar Kurulu'na kritik bir sunum yaptı. BOTAŞ raporu, Türkiye'nin içine girdiği gaz kıskacını açıkça gözler önüne serdi. Hatırlanacağı gibi Ak Parti iktidarının en önemli icraatlarından biri doğalgaz kontratlarına neşter atmak olmuştu. Bu işten kazançlı çıkılıp çıkılmadığı da hep tartışılmış, hatta Yüce Divan bile hatırlatılmıştı. Ama BOTAŞ'ın resmi kayıtlarına göre, Rus Şirketi Gazprom'la Kasım 2003'te varılan anlaşma sayesinde "Fiyat formülleri ve fiyatlar eşitlendi. 7.3 milyar metreküplük anlaşmada Turusgaz aradan çıkarıldı. 'Al ya da öde' yükümlülüğü yüzde 80'den yüzde 70'e düşürüldü. Asgari alım miktarı üzerindeki gaz için indirim alındı."
Bu teknik ifadeler sadeleştirilip, "İyi de ne oldu?" sorusuna yanıt arandığında şu tablo ortaya çıktı:
"Formül değişikliği ile son 3 yılda 630 milyon dolar kazanç sağlandı. 12 milyar dolarlık (40 milyar metreküp) gaz alım yükümlülüğünden kurtulundu."
Gaz ucuz mu?
2006 yılında 29 milyar metreküp gaz ithal eden Türkiye, önümüzdeki yıl 34 milyar metreküp gaz kullanmayı planlıyor. 5.5 milyon doğalgaz abonesi bulunuyor. Havaların kurak gitmesi nedeniyle hidrolik kapasitesi giderek zorlanırken su kaynağındandan, ucuz elektrik üretme ve paçal maliyeti düşürme imkanı ortadan kalkıyor. Doğalgazın yüzde 57'si elektrik üretiminde tüketiliyor. Haliyle elektrik zammı kapıya dayanıyor.
Hükümet, seçim meydanlarında gaz zammı denklemini de bir koz olarak kullanmaya hazırlanıyor. BOTAŞ'ın ortalama doğalgaz alım fiyatı yüzde 122 oranında artarken konutlara satış fiyatında yüzde 82, sanayide yüzde 60 artış yapıldığı, aslında gazın sübvansiyonlu satıldığı ifade ediliyor.
Arz güvenliği senaryosu
BOTAŞ yönetimi, bu sıralar günlük bazda arz-talep dengesini kurmak için var gücüyle çalışıyor. Rusya'dan batı koridoruyla günlük 42 milyon metreküp, Mavi Akım'dan 2933, İran'dan 28 milyon metreküp günlük gaz alımı planlanıyor. Ayrıca 22 milyon metreküp sıvılaştırılmış doğalgaz ithal edilecek. 12 milyon metreküp gaz Silivri'de, 311 milyon metreküp gaz Egegaz terminalinde depolanacak. Akçakoca ve Trakya'daki rezervlerden 4 milyon metreküp gaz temin edilecek. Böylece 140-152 milyon metreküp arasında günlük gaz arzı garantilenecek. Buna karşın kesintisiz müşterilerin 127, kesintili müşterilerin 8 milyon metreküp olmak üzere günlük 135 milyon metreküp gaz talebi karşılanacak.
Arz güvenliği pekiştirecek adımlara gelince, bugünden yarına çok özel önlemler yok aslında. Orta uzun vadeye bakılması gerek. TPAO Kuzey Marmara Yeraltı Depolama Tesisi devreye alınacak. Tuzgölü havzasına yeraltı depolama tesisi yapılacak. Egegaz tesislerinden yararlanılacak. Marmara Ereğlisi sıvılaştırılmış gaz terminalinin kapasitesi artırılacak.
Sözün özü
Doğalgaz bağımlısı Türkiye, bu kışı da diken üstünde geçirecek.