Almanya'nın Bochum Savcılığı'nın yürüttüğü şike soruşturmasıyla ilgili medyaya ilk bilgiler Kasım ayının sonlarında sızdı. Toplam 200'ün üzerinde şüpheli maç vardı; bunların 29'u Türkiye'dendi.
UEFA, 25 Kasım'da dosyada adı geçen ülke federasyonlarını (Türkiye, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Hırvatistan, Almanya, Macaristan, Slovenya ve İsviçre) toplantıya çağırdı. Toplantı sonrası yayınlanan deklarasyonun üçüncü maddesi, "Toplantıya katılan 9 futbol federasyonu adına UEFA resmen, Bochum kamu savcılığının açtığı davadaki bütün dava dosyasına erişme izni isteyecektir. Yetkili otoritelere göre dava dosyasına ulaşma imkanı verilmesi birkaç hafta sürebilir" şeklindeydi. Bugün 10 Ocak. Dosya 46 gündür federasyonlara verilmedi.
UEFA'nın deklarasyonunda, "Dava dosyası elde edilene kadar, Bochum davasında söz konusu olan maç bağlama ilgili basında çıkan her şey sadece spekülasyondur" ifadesi kullanılmış olsa da kamuoyu bu dosyayla ilgili bilgileri medya sayesinde elde etti. SABAH'ta Haber Koordinatörü Şaban Arslan, geçen ay dosyada yer aldığı öne sürülen maçlarla ilgili haberler yaptı. Bir haftadır da Milliyet Spor bu konuda önemli bilgileri kamuoyuna duyuruyor.

CALCIOPOLI, İTALYA'YI YAKMIŞTI
Medya burada çok önemli bir görev daha üstleniyor. Federasyonlara dosyanın bir an önce temini için koz sağlıyor. Bir TFF yetkilisinin Bochum'da savcılara veya Nyon'da UEFA yetkililerine "Biz bu dosyayı istiyoruz" demesi başka; bu haberleri gösterip "Türkiye'de böyle haberler çıkıyor. Bir an önce soruşturmaya başlamamız şart. Bu dosyayı istiyoruz" demesi bambaşka.
İtalya, "calciopoli" adı verilen futbol skandalını çok ağır cezalandırdı ama Serie A'nın çöküşünün önüne geçemedi. Serie A, birçok yıldızını kaybetti. Calciopoli şokuna rağmen 2006 Dünya Kupası'nı kazanmayı başaran İtalya, Nisan 2007'de Euro-2012 ev sahipliğini, Polonya-Ukrayna ortaklığına kaybetti. Statları çok kötü durumdaydı ama bu skandalın da kararda rol oynadığı kesindi.
Türkiye, Euro-2016 adayı üç ülkeden biri. 2012 için olduğu gibi büyük olasılıkla 2016 için de en iyi teknik dosyayı vereceğiz. Adaylık sürecinde Türkiye'yi en fazla yıpratacak unsur bu şike skandalı olacak. Ülkede futbolun temiz olmadığı imajını stat projeleriyle temizleyemezsiniz.
Güven erozyonu bir kez başladı mı önünü almak zordur. Sokakta Eskişehir-Kayseri maçıyla ilgili iddiaların ardından dört maç üst üste kazanan Kayseri'nin ilk devrenin son maçında Antalyaspor'a nasıl kaybettiği ve o maçta neden aşırı stres yaşadığı sorgulanıyor. "Telafi sözü bu muydu?" diyorlar.
Türk futbolu çok önemli bir ekonomik süreçte. Bu hafta dört yıllık yayın ihalesi yapılacak. Bahis şikesi iddiaları Türk futbolunun marka değerine çok büyük zarar verir. KDV dahil 1.4 milyar dolarlık bir ihale söz konusu.

NEDEN UEFA DESTEK VERMİYOR?
Bir de yıllık cirosu yayın hakkı bedelinin birkaç misli üzerindeki bahis sektörü var. Bugün itibarıyla sanal bayi sayısı beşe ulaştı. Bütün bunların ışığında; TFF bu dosyayı Bochum'dan bir an önce temin etmeli; soruşturmalar hemen başlamalı. Federasyon, bu konuda UEFA'nın desteğini alamıyorsa bunun tek anlamı vardır: "İtalya ve Fransa şike dosyasında yok. Onlar yıpranmıyor. Türkiye ise bahis şikesinin gündeminde yıpransın ve Euro-2016 şansı mümkün olduğunca azalsın."