Sabah yağmurun sesiyle uyandığımda saat 08.00'e geliyordu. Biraz da ilk Türkiye GP'sinin yarattığı heyecanla o hafif yağmur sesi bile tavşan uykumu bitirmeye yetti. İstanbul Park'a yaklaşırken yağmur tekrar başladı. Islak yollar yarış için duyduğumuz heyecanı körüklüyordu. Ama piste yaklaştıkça yağmur azaldı ve sonunda durdu. İlk Türkiye GP'si için yağmur dileğimiz gerçekleşmeyecekti anlaşılan. Olsun; bizim pistimiz zaten heyecanlı, adrenalini yeteri kadar yükselten bir pist. Yağmur olmasa da nefis bir yarış izleyeceğimize eminiz. Harika bir yarıştı. Sıralama turundaki kadar yoğun vukuat yaşanmadı belki ama bunun sebebini ilk birincimiz Kimi Raikkonen yarış sonrası güzel özetledi: "Sabahki yağışa rağmen pist sıralamadaki kadar kaygan değildi. Biraz F 1'den önceki yarışlar, biraz da bir gün önceden alınan derslerin etkisiyle çok spin yaşanmadı."
ALONSO'YA HEDİYE
Bu sezon boyunca en hızlı araba olarak dikkat çeken, ancak zaman zaman dayanıklılık sıkıntısı yaşayan McLaren Mercedes ekibi gerek pilotlar gerekse markalar sıralamasında ikinciydi. Şampiyonluk iddiası için kazanmaya mecburdular. Hele 1-2 muhteşem olurdu onlar için. Oluyordu da. Kimi zafere, Montoya ikinciliğe koşuyordu. Ama son dört turda olan oldu; "Damalı bayrağı görmeden yarış bitmez" sözü İstanbul'da da kanıtlandı. Montoya, Monteiro'ya tur bindirmişken girilen virajda Portekizli'nin darbesiyle spin attı. Piste döndüğünde Alonso ile arasındaki fark iki saniyenin altına inmişti. Renault'nun genç İspanyol pilotu bu hediyeyi geri çevirmeyecekti. Baskısının ödülünü 'belalı' 8. virajda Montoya'nın yine pistten çıkmasıyla aldı. Kolombiyalı yola döndüğünde ikinci sırayı kaptırmıştı.
RAIKKONEN KEYİF ALDI
Harika bir yarış dedik ya, "Neden?" derseniz, her şey vardı dün İstanbul Park'ta. Montoya'nın pit alanında yakıt hortumunu tutan teknikerini yere indirmesinden, toz bulutu yaratan spinlere, F 1'in heyecanı kazalara kadar her şey. Startta geçildiği Fisichella'yı ilk turun sonunda alt edip ele geçirdiği liderliği bırakmayan Kimi Raikkonen de "Buz adam" lakabına karşın yarıştan büyük keyif aldığını gizlemiyordu. Alonso son turlarda piyangodan çıkan ikincilik için "Şanslıyım ve mutluyum" özetini yapıyordu. Montoya ise üçüncülüğüne karşın mutlu değildi. Her şey mi çok güzeldi derseniz trafik beklendiği gibi kötüydü. Fakat hemen her yerde F 1 yarışları böyle. Ama beni en çok üzen, Türkiye'nin bence bugüne kadarki en önemli spor organizasyonuna sahne olan pistten Spordan Sorumlu Devlet Bakanı M.Ali Şahin'in 15.15'te ayrılması oldu. Universiade'- nin kapanış töreni için uçağa yetişeceği bilgisini aldık. Ama bence Spor Bakanı bu yarışta sonuna kadar olmalıydı.