Bernard- Henri Levy bir Fransız felsefeci özentisidir. Ne düşünürler çıkarmış Fransa'da felsefeciliğin ona kalması içler acısı. Herhalde Fransa'nın zevaline bir işaret bu. Gene de itiraf edeyim. Bir iki güzel kitabı vardır. Hele Fransız siyasal düşüncesine yerleşik faşizan bir kök, çekirdek olduğunu öne süren kitabı ayrıca iyidir.
Hazreti hiç sevmem. Son Libya krizinde yaptıklarıysa bu zengin aile çocuğunun siyasetle nasıl uğraştığını dünyaya gösterdi. Özel uçaklar kiralayıp kendi başına işler yapmaya kalktı. Eski Dünya Bankası Başkanı ahlaksız Dominique Strauss- Kahn hakkında yazdığı övücü, savunucu yazı da olacak iş değildi. Çöken, çözülen suiistimal batağına saplanmış, çıkarcılık, kayırmacılık "kulübü" haline gelmiş Fransa'nın tam bir kanıtıydı.
Böyleyken böyle ama "müşarünileyh" geçenlerde bir yazı yazdı New York Times'da. Rusya'yı suçluyor. Batı'yı Rusya'nın yaptıkları karşısında ikiyüzlü ve korkak olmakla suçladı.
Bütün bunlara neden Rusya'nın Ukrayna'da yaptıkları. Son olarak da uçağı düşürmesi. Levy, sorunu soyut bir Rusya tartışmasıyla sınırlı tutmuyor elbette. Asıl konu Putin. Rusya Devlet Başkanının olmadık işler yaptığını, silahlı örgütler hazırladığını, neticede uçağı vuranların bu sistem içinde eğitildiğini belirtiyor.
Dünya diyor bu olaylar karşısında sessiz. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. Levy, görüşlerini somutlaştırmak için şimdi hiç hatırlamadığımız eski ama önemli bir olayı zikrediyor. 1988'de diyor Kaddafi, bir Pan Am uçağının düşürülmesinde şüpheli isim addedildi. Derhal dünya tarafından kara listeye alındı. Şimdi diyor bu nasıl iştir?
Doğru söze ne denir? Bu nasıl iştir?...
Bütün bunların nedeni Levy'ye göre, bendeniz de aynen katılıyor, Rusya'nın kontrol ettiği muazzam servet. Rusya bugün neredeyse tam anlamıyla bir "petro- devlet." Yeraltı kaynakları, enerji zenginliği ve oradan elde ettiği para bu ülkeyi dünya ekonomi ve siyaset haritasında çok önemli bir yere oturtuyor.
Bu, aslında gayrimeşru ilişkiler haritasının merkez noktası. Petrol ve diğer yeraltı zenginlikleri Rusya'yı da o bölgenin diğer ülkelerini de demokrasiden uzaklaştırdı. Oraları güce tapınan, servetin son derecede sınırlı sayıda insanın, çevrenin, ailenin elinde kalmasına yol açan kirlinin kirlisi ülkelere dönüştürdü. "Oligark" diye bir kavram girdi gündelik hayatımıza. Finans dünyasının bunlara kayıtsız kalması olanaksızdı. Bugün Londra başta olmak üzere mali piyasalar, siyasetle iç içe geçerek, bu paranın, servetin imkânlarını kullanıyor.
Böyle bir dünyanın demokrasiyle, insan haklarıyla ve hukukla ilişkili olduğunu söylemenin imkânı yok. Çünkü düşünmek mümkün değil. Tersine, güce tapan, akan bu kara paradan beslenen, sahip olduğu mali gücü kaybetmemek için her yola başvuran bir sistem var ortada. Putin bütün bu tabloya baştan sona hâkim isim. Hakkında yazılan ve sayıları gitgide artan biyografiler okununca daha iyi anlaşılıyor bu kir, bu karanlık, bu dehşet. Nasıl insan haklarını çiğnediği, nasıl hukuk dışına çıktığı ve daima güce eğilimli bu toplumda kişisel iktidarını nasıl kurduğu artık biliniyor.
Başa dönelim: Levy'den hâlâ hazzetmiyorum. Ayrıca o da aynı güç tutkusunun içinde bir yerlerde. Üstelik Batı neden ikiyüzlülük ediyor diye sorması da abes. Nedeni apaçık ortada: çıkar ilişkisi...
Ne yapalım, durmuş bir saat günde doğruyu bir kere ancak bu kadar gösterir.