Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Paris'te Türkiye'yi dünyaya taşımak

Bugüne daha başka bir konuda yazacağımı belirtmiştim ama şimdi Cumhurbaşkanıyla birlikte Paris'teyim ve burada karşılaştığım olaylar ve etkinlikleri sıcağı sıcağına aktarmak daha anlamlı görünüyor. Daha birkaç gün buradan "bildirmeye" ve karşılaştıklarımı yorumlamaya devam edeceğim.
Fransa'da, açılışı bir hayli zorluklarla gerçekleşen Türk Mevsimi var. Bir dizi sanatsal, kültürel etkinlik yer alıyor bu bünyede. Dokuz ay devam edecek bir maraton. Bugün sezonun en önemli sergilerinden birisi olan Bizans'tan İstanbul'a: İki Kıtanın Limanı isimli sergiyi iki ülkenin cumhurbaşkanları birlikte açacaklar. Fransa'nın özellikle AB konusunda Türkiye'ye karşı dostane olmayan bir tutum güttüğü malum. Dolayısıyla böylesine uzun bir kültürel maratonun gerçekleşeceğine de pek inanılmıyordu. Sonunda başarıldı. Türkiye, kendisine dönük onca anlamsız tepkiye karşın gerek Paris'te gerekse Fransa'nın öteki kentlerinde kültürel birikimini sergiliyor şimdi. Bundan daha iyi bir cevap da herhalde olmaz.
Olmaz; çünkü dün UNESCO, 35. Dönem Genel Konferansı Genel Kurulu Bakanlar Forumu'na katıldık. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, o kurula doğrudan hitap eden ilk T.C. Cumhurbaşkanı olarak bir konuşma yaptı.
UNESCO, kültürler arası etkileşim alanında olduğu kadar, yoksulluğa, çaresizliğe, ekonomik kısıtlamalara karşın kurulmuş bir örgüt. 'BM Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu' adını taşıyor. Belki ABD'nin bu kurulla olan problemli ilişkisi nedeniyle zor dönemler geçirdi, geçiriyor, ideolojik olarak son dönemde çok çeşitli eleştirilerin odağında yer alıyor, yöntemlerinde biraz eskimiş kabul ediliyorsa da bir bütün olarak bakıldığında hâlâ çok önemli işler de başarıyor. 2010-11'de Osman Hamdi Bey'in 100, Evliya Çelebi'nin 400. doğum yıldönümü kutlamalarına katılacak UNESCO. Kısacası kültürler arası etkileşim kavramının öne çıkarıldığı ilk kurumlardan birisi.
Cumhurbaşkanı Gül, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada hem UNESCO'yu hem de dünyayı bu çerçeve içinde değerlendirdi. Ulusları birbirine bağlayan ve birleştiren bu tür kurumlara önemli roller düştüğünü vurguladı.
Gerçekten de bugünkü dünyanın en önemli gerçeği bu. Demokrasinin ve politikanın her geçen gün biraz daha kültürel değerler üstünden yapıldığı, kültürün, Avrupa klasikleri ve bilinci temeline oturmuş 19. yüzyıldaki anlayışından uzaklaştığı bir dönemde bu kavram daha önemli bir içerik kazanıyor.
Kültür bugün kimlik, mekân, aidiyet kavramları bağlamında yeni işlevler yükleniyor. Siyaset de demokrasi de kültürün özellikle kimlikle olan ilişkisine bağlı olarak yeniden biçimlendiriliyor. Çoğulculuk, toplumların farklılıkları benimsemiş çokkültürlü yapıları, kültürlerin karşılıklı etkileşimleri yeni dönemin ana belirleyicileri. Ulus devlet, üniter devlet kaçınılmaz olarak yeninden yorumlanmayı, yeniden şekillendirilmeyi zorunlu kılıyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Gül de konuşmasında "Geçmişin çareleri bugün ekonomik, toplumsal ve siyasal alandaki sorunları karşılamaya yetmiyor" derken bu bağlamı vurguluyordu.
Cumhurbaşkanı'nın konuşmasında öne çıkan ve benim çok önemsediğim diğer iki kavram da küreselleşme sürecinde Türkiye için de dünya için de yeni bir yol haritası çizecek mizaçtadır. Birincisi, dünyada görülen İslamofobi ve antisemitizmin anılarak kınanmasıydı, diğeri eğitimin önemine dönük vurguydu. Hele konuşmada belirtildiği gibi kadınların ve kızların ekonomik krizlerden etkilenen ilk kesim olarak ele alınıp "yaşam boyu eğitim", "uzaktan eğitim", "teknik ve mesleki eğitim" konusunda yeni bir duyarlılığa çağrı başlı başına önemli hususlardır. Tabii, ekonomik krizlerin demokrasinin krizlerine dönüşmemesi gerektiğini vurgularken de Cumhurbaşkanı Gül gene sadece Türkiye'yi değil, belirttiği gibi bu tür krizlerden hemen sonra ilk elde sosyal konulardaki harcamaları kısan bütün bir dünyayı hedef alıyordu.
Dünyanın dönüştüğü ama bu arada büyük sorunlar doğurduğu malumu ilam. Cumhurbaşkanı Gül'ün UNESCO konuşması ve Türkiye'nin Fransa'da kültürel birikimini sergilemesi bu dönüşüme ne kertede katkıda bulunabileceğimizin somut işaretleridir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA