New York Times'la aşinalığım da herhalde o anlata anlata bitiremediğim 1970'lerin Ankara'sında Cinnah Caddesi'ne çıkarken sağ tarafta bulunan, benim için en mukaddes yer olan Amerikan Kütüphanesi'nde başlamıştır. Kafamda o yıllara ait net bir anı yok. Zaten gazeteler bir hayli gecikmiş olarak gelirdi. O yılların beni etkileyen şeyleri dergilerdi. Sonra Amerika'ya gidince New York Times müptelalığım başladı.
En son gittiğimde kadim dostum Robert'ın verdiği akılları tutup çok avantajlı şartlarla abone oldum. Her sabah gazete kapıya atılıyordu. Sonra Sabah'ta yazmaya başlayınca tek koşulum bazı dergi, gazete ve NY Times aboneliğiydi. Türkiye'ye fotokopi gibi bir nüsha gönderiyorlardı. Yazıları çok küçüktü.
Bir süre sonra onu istemedim. Fakat her Amerika yolculuğumda klasik fantezimi yaşıyor, sabahları bir NY Times alıp, civardaki bir kahveye çöküyorum. Yeni boyutunu çok seviyorum. Sonra gazete bütün gün elimde kalıyor. Oku oku bitmez bir gazetedir NY Times.
Türkiye'deyken internetten okuyorum, her gün, bana "kâğıttan" aldığım zevki vermese de. Üstelik "news alert" (haber ikaz) diye bir programları var. Önemli bir şey olunca mesaj gönderiyorlar. Hemen girip o haberi/yorumu okuyorsunuz. Kısacası New York Times'la ilişkim kendimle ilişkim kadar eski, neredeyse 40 yıl. Ben dünyayı onunla yaşadım.
Sabah'ın bir süredir Pazar günleri ek olarak vermek maksadıyla NY Times'la görüştüğünü biliyor, ne yalan söyleyeyim büyük bir heyecanla takip ediyordum.
Bizim kuşağın toplumsal bilinci tahminlerin çok üstündedir. Hele bendeniz gibi hocalığa bulaşmış olanlarda ve sol gelenekten gelenlerde bu haydi haydi öyledir. Sabah-Times evlenmesine itiraf edeyim ki, öncelikle bu açıdan baktım. Yani istedim ki bu gazete haftada bir kez Sabah tarafından ek olarak verilsin. Türkiye'de yaşayan ve Sabah'a ulaşma imkânı bulanlar o gazeteyi de bir haftalık birikiminden yapılmış seçmelerle okuyabilsinler. Dünyaya başka bir gözle, başka bir açıdan ve zirvelerden bakabilsinler.
Bu iş oldu. Gazetenin önce prova baskılarını gördüm. Sonra gazete basıldı. Dün de dağıtıldı.
Bakınca, okuyunca şaşmamak ne mümkün! Bizim basının aklından hayalinden geçirmediği bir yazılar, yorumlar, değerlendirmeler seçkisi. Sadece pazar günleri o gazeteyi okuyup bitirmek olanaksız. NY Times eki Sabah'ın okurlarına sunduğu bir seçki, bir dergi. Bütün bir hafta okuyup, tartışmak, düşünmek için bir fırsat.
İşte budur aradığım. Türkiye'de basın çok yanlış bir düşünceyle, "halk bunu ister" deyip düzeyli, birikime, çözümlemeye dayanan bir gazetecilik modelinden kaçtıkça kaçar, gitgide sıradanlaşır, magazine batar, dedikoduyla şişerken NY Times gazetenin ne olduğunu, ne olması gerektiğini kanıtlıyor.
NY Times Türkiye'de hem de Türkçe olarak yayınlansın isterken bir diğer arayışım da oydu. Acaba bu gazetenin ek olarak verilmesiyle birlikte Türkiye'de basın şu yukarıda dile getirdiğim bana ürküntü veren, haydi, basitleşme demeyeyim, basitleştirmenin diyeyim, dışına çıkmak için onu kendisine bir ışık, bir sis çanı, bir işaret feneri olarak görecek miydi? Türkiye'de "quality paper" (kaliteli gazete) denen gazetelerin bile ondan öğreneceği o kadar çok şey var ki...
Türkiye dünyanın en karmaşık ülkelerinden birisi. Yaklaşık yüz elli yıllık tarihimizin gerçeği bu. Son otuz yılımız ve içinde bulunduğumuz dönem büsbütün öyle. Kendi icadı olan bir metot ve modelle modernleşmeye çalışmış, şimdi o güzergâhta çok şaşırtıcı bir noktaya gelmiş, dünyanın 17'nci ekonomisi olmuş, sosyal bünyesinde sayısız çatışma ve dinamizm odağı barındıran bu ülkenin iki büyük sorunu var: eğitim ve basın.
Hani Yahya Kemal "Nesrimiz ve resmimiz olsaydı başka bir toplum olurduk" diyordu ya, bence bunun günümüze tercümesi şu eğitim ve basın dediğim şeydir. O iki alandaki değişimin toplumsal dönüşüm üstünde çarpan etkisi yapacağından kuşku duyan tek kişi var mı? NY Times bir gerçek basın ve eğitim odağıdır benim için kırkı yıldır ve dünyaya o zirveden bakmak değerlendirmesini bilenler için bulunmaz bir şanstır. Yani NY Times, Türkiye'de NY Times'ın kendisinden daha fazla bir şeydir.
NY Times dünyanın "gazete" durağıdır. Binip sonsuza açılmak için.