Kim ne derse desin Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) kurulduğu 1971 yılından bu güne hem siyasi hem de ekonomi çevrelerinde son derece önemli bir yere sahip oldu.
Türkiye'nin en büyük vergi verenlerini, en çok ihracat, üretim ve istihdam yapanlarını yani sanayicilerini çatısı altında toplayan derneğin her adımı, yayınladığı her raporu, başkanına ait her demeci büyük yankı uyandırdı. Siyasileri de ekonomi çevrelerini de etkiledi. Evet geçmişte 'ilan vererek' amacını aşan hareketleri de oldu ve bu noktalarda sıkı bir şekilde eleştirildi ama günün sonunda her hükümet, her muhalefet partisi bu derneği ciddiye aldı. Dinledi, cevap verdi, eleştirdi ya da masaya oturdu.
Yani diyeceğim o ki dernek dün de önemli bir pozisyondaydı, bugün de önemli bir pozisyonda.
İşte bu nedenle tarihinin ilk başkan istifasını yaşayan TÜSİAD'ın yeni yönetim kurulu başkanı ekonomi dünyasının merakla beklediği haberlerin başında geldi.
Her ne kadar son dönemde dernekle AK Parti ve de Başbakan Erdoğan arasındaki polemiklerin artması nedeniyle kimsenin başkan olmak istemediği konuşulup dursa da beklenti saygın bir dernekte teamüllerin yerine getirilmesiydi. Yani o teamül gereği TÜSİAD'da başkan yardımcısı konumunda olanların günü geldiğinde başkan olacakları bir sır değildi. Aksi durum ise derneğin ciddiyetine yakışmayacaktı.
İşte TÜSİAD'da olan budur.
Kimi hâlâ 'ateşten gömlek' diye niteliyor olabilir ama TÜSİAD Başkanı bugün Türkiye'de birkaç önemli dernek başkanlığından bir tanesidir ve uzun zamandır TÜSİAD'da görev alan, aktif çalışan Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer'in derneğin oybirliğiyle yeni başkanı olması sürpriz değildir. Şimdi hepimiz Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer'in eşi Haluk Dinçer'in önümüzdeki süreçte nasıl bir üslup takınacağını ve hükümet ile iş dünyasının ilişkilerini nasıl yöneteceğini merak ediyoruz. Bakalım yeni başkan ile hükümet ve dernek arasındaki ilişkiler farklı bir seyir izleyecek mi?