Üzücü olaylar birbirini izleyince önce yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu ile Cannes'dan Altın Palmiye ile dönmesiyle tarifsiz bir sevinç kapladı içimizi sanıyorum.
Ardından Venedik Bienali'nde İKSV'nin çabaları ve 21 sanatseverin maddi desteğiyle Türkiye ilk kez 2034 yılına kadar kendisine ait olacak olan bir mekana sahip oldu ve Mimar Murat Tabanlıoğlu'nun küratörlüğündeki Hafıza Mekanları Sergisi ile Venedik Mimarlık Bienali'ne gösterişli bir giriş yaptı.
1991 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Beral Madra kişisel çabalarıyla Venedik Bienali'nde Türkiye'nin yer almasını sağlıyordu. Son yıllarda Türkiye daha bir görünür olmuştu ama hep ücra köşelerdeydi. Şimdiyse çok güzel bir pavyona sahip oluyordu. Venedik'ten dönerken Beral Madra ile karşılaşınca duygularını merak ettim. Çok seviniyordu, Türkiye'nin bu tarz pozitif imaja, iyi tanıtıma ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.
Türkiye'nin Fransa Büyükelçisi Hakkı Akil daha önce Roma'da büyükelçi idi ve Bülent Eczacıbaşı'ndan dinledim ki Venedik Bienali Başkanı ve bienalde söz sahibi Savunma Bakanlığı'nın müsteşarıyla Ezcacıbaşı'nı bir yemekte buluşturan da ta kendisi. Yani kurulan iyi ilişkiler Venedik'te sonuç verdi. Bienalin açılış partisini ise İKSV ve küratör Tabanlıoğlu onuruna Maça Kızı'nın sahibi Sahir Erozan verdi. Mükemmel bir ada seçilmişti. İçinde tarihi bir kilisenin de olduğu Isole Di Giorgio Maggiore adasındaki davet hem Türkiye'den hem de Venedik'ten pek çok ismi bir araya getirmişti. Yani her ne kadar Türkiye'den çok isim katılmış olsa da biz bize olduğumuz bir davet değildi. Bienal sırasında düzenlenen partiler hep çok konuşulur, sanırım mimarlık bienalindeki Türk kahvesinin, Türk rakısın, Türk yemeklerinin, Türk müziğinin de yer aldığı en çok ses getiren partiyi de Türkler verdi.

Tabanlıoğlu'nun kitabı
Hazır Venedik'te bu kadar Türkiye konuşuluyorken, Tabanlıoğlu Mimarlık da 12 yıldır planını yaptığı kitabının tanıtımını da Venedik'e çekti. Bienal sırasında tanıtımı Melkan ve Murat Tabanlıoğlu tarafından yapılan ve bugüne kadar önemli pek çok projelerinin yer aldığı kitabın ismi 'Tabanlıoğlu Mimarlık: Saydamlık ve Modernite'. Ağa Han Vakfı'nın uzun yıllar genel sekreterliğini yapan Süha Özkan tarafından kaleme alınan kitabı önemli kılan bir yayınevi tarafından basılmış olması. Üstelik yayınevi dünyaca ünlü Rizzoli ve kitabın tasarımı da yine çok tanınmış bir isim olan Irma Boom'a ait. Amazon'da satışa çıkan kitabın fiyatı 85 dolar. Özkan, genelde mimarların bir yayınevinden değil matbaadan kitap bastırdıklarını o zaman da 'kendin çal kendin oyna' gibi bir durum ortaya çıktığını söylüyor. Özkan, önemli yayınevlerinin kitaplarını yapmaya başladığı çağdaş Türk mimarlarının ise uluslararası ligde oynamaya başladıklarına inanıyor.