Çok az konserden böylesine mutlu çıktığımı hatırlıyorum. 23 Nisan haftası, İş Sanat Konser Salonu'nda Barış İçin Müzik Çok Sesli Çocuk Korosu ve Orkestrası'nın konserine davetliydim. Daha önce duymuş ama hiç dinlememiştim ve neyle karşılaşacağımı da bilmiyordum.
Konser biterken yerimde duramıyor, yaşları belki 10 ile 18 arası değişen toplumun her kesiminden ama daha çok alt gelir grubundan ailelerin imkânı kısıtlı çocuklarından oluşan orkestranın salonda yarattığı coşkuya ben de katılıyordum. Müzik hakikaten de evrensel bir dil. 'Barış için Müzik' müthiş güzel bir ortak nokta.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 2013 yılında Barış İçin Müzik Vakfı'na 'Kurumsal Destekçi' oldu ve Lale Kart Üyelik Programı da 'Eğitim Destekçisi' olarak katkıda bulunmaya başladı. O akşam sadece bizler değil, İKSV Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner de yerinde duramıyordu. Ama sanıyorum en büyük alkışı hak eden Barış İçin Müzik'i 2005 yılında kuran mimar Mehmet Selim Baki ve onun büyük destekçisi eşi Yeliz Baki.
Öğrendiğim kadarıyla Mehmet Selim Baki, 2005'ten itibaren kendini mimarlık işlerinden tamamen soyutlamış ve tüm mesaisini gençlik hayalini gerçekleştirmeye adamış.
Kurduğu vakfın temel amacı, 'mümkün olduğu kadar çok fazla çocuğa karşılıksız müzik eğitimi olanağı sağlamak ve barışın sesini müzikle duyurmak.' Önce Edirnekapı'da Ulubatlı Hasan İlköğretim Okulu'nda haftada beş gün 6-14 yaş arasındaki çocuklara ders saatleri dışında solfej ve akordeon dersleri verilmeye başlanmış. Ekonomik imkanı bulunmayan çocuklar bu projeyi çok sevmiş olmalı ki proje her geçen gün büyümeye ve yayılmaya başlamış. Önce bir kömürlük atölyeye çevrilmiş, derken Baki bazı arsaları satın almaya ve müzik atölyeleri kurmaya başlamış. Şimdi 100'lerce çocuk bir çok bölgede Barış İçin Müzik Vakfı'nın kurduğu atölyelerde müzik eğitimi alıyor. Yemeklerini de orada yiyiyor.
Mehmet Selim Baki, bugüne kadar tam 1200 müzik aletini bedelsiz çocuklara dağıtmış. Önce akordeonla, ardından flütle başlayan eğitimler sonra keman, viyola, çello, piyano, perküsyon, kontrbas, klarnet, trombon, trompet, tuba ve korno gibi enstrümanlarla devam etmiş.
Bizim gördüğümüz orkestra kusursuzdu. Çocuk Korosu'nun Şefi Mete Ortaç idi. Ünlü Orkestra Şefi Bruno Campo ile çocukların bize verdiği konser ise bir şölendi. Salona şöyle bir baktım. Bir çok veli sevincinden ağlıyordu. Toplumun bu kadar çok farklı kesimini bir araya getirip, 'barış' adına böylesine güçlü bir adım atan bu orkestrayı hayata geçirenleri bu ülke el üstünde tutmalı bence.
Kültür ve sanat faaliyetlerinin arttığı, evrensel dilin müzik olduğu bir ülkede insanların daha da yumuşayacağını, daha pozitif olacağını ve bir birine düşmanlıkla değil sevgiyle yaklaşacağına inanıyorum çünkü.
Öğreniyorum ki bu yıl Sistema Europe Kampı'da Türkiye'de Boğaziçi Üniversitesi'nde yapılacak ve Barış İçin Müzik ve İKSV'de ev sahipliği yapacak. Kamp Ağustos'ta 200 çocuğun sahne aldığı bir konserle bitecek. İstanbul'da yaşayanlar müzikle nelerin değişebildiğini görmek istiyorsanız kaçırmayın derim.