Geçen hafta İtalya'nın modanın kalbinin attığı kenti Milano'da 'Design Week' yani 'Tasarım Haftası'ydı. O yüzden de özellikle Brera denen bölgede adım başı ilginizi çekecek bir tasarım haftası etkinliğiyle karşılaşıyordunuz.
Ünlü markaların hepsi ürünlerini, yeni koleksiyonlarına ait ipuçlarını sanatsal dokunuşlarla müthiş etkileyici sergilere dönüştürmüşlerdi.
İtalya demek tasarım demek. O nedenle belki İtalya'nın en büyük ikinci beyaz eşya üreticisi Indesit, İtalya dışındaki fabrikalarının sayısını artırırken İtalya'da 'tasarım'a ve araştırma- geliştirme faaliyetlerine odaklanmayı tercih ediyordu.
Indesit'in CEO'su Marco Milani, işçilik ücretlerine atıfta bulunarak neden Polonya'da 4 fabrika kurduklarını anlatmaya başladı. Türkiye'de de işçilik ücretleri Polonya ile aynı düzeyde oysa. Yani İtalya'da ortalama 24 euro olan işçilik maliyeti Polonya'da 6 euro, Türkiye'de de yaklaşık 6.5 euro seviyelerinde. İtalya'yı anlıyoruz, peki ama niye Türkiye değil de Polonya'da daha çok fabrika kurmuş Indesit? Düşünün ki Türkiye'de ilk fabrika yatırımını 19 yıl önce Manisa'da yapıp, buzdolobı üretmeye başladı Indesit ve nihayet 2014 temmuzunda çamaşır makinesi de üretmeye başlayacak.
Milani, Polonya'da üretimin Indesit için iyi bir karar olmasının arkasındaki en önemli sebebi "Çünkü onlar Avrupa Birliği'ne üye" diye açıklıyor.
Yoğun siyasi gündemden Türkiye'de sıra ne yazık ki Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine gelemiyor. Ama görünen o ki birçok şirket için Türkiye'de daha çok yatırım yapmamanın önünde AB'ye üye olmamız önemli bir engel teşkil ediyor. Milani, "Polonya AB'ye üye olduğu için bürokraside sorun yaşamıyoruz. İşleyiş çok daha kolay oluyor" diyor ve tabii nakliyenin de pahalı olduğunun altını çiziyor. Polonya'dan trenle yapılan nakliyenin kendileri için önemli bir avantaj olduğunu söylüyor. O sırada yanımızda olan Indesit Türkiye Ülke Müdürü Turgay Dağ, Türkiye'den yurtdışına taşımacılığın tırlarla yapılmasının maliyeti yukarı çektiğinin altını çiziyor.