Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi ile Türkiye hakikaten yeni bir döneme girdi.
Dün gazetelerde paketle ilgili yorumları okurken en çok Akif Beki'nin yazısındaki "Tuzlu su gibidir demokrasi; içtikçe içesin gelir, susuzluğunu gidermez arttırır" ifadesini beğendim.
Hakikaten toplum tarafından rahatsızlığı duyulan tüm konuları içermemiş olabilir, eksik tarafları bulunabilir ama son derece önemli bir adım atılıyor. Seçim sisteminin tartışmaya açılması da kadınların önündeki önemli engellerden biri olan başörtüsü yasağının kaldırılacak olması da özel okullarda olması tartışmalı olsa da anadilde eğitimin önünün açılması da çok ama çok önemli.
Gelelim iş dünyasından bazı isimlerin paketle ilgili ne düşündüğüne...
Başbakan Erdoğan 10 gün kadar önce Malatya'ya yaptığı seyahat sırasında Doğanşehir'e uğramış ve orada LcWaikiki markasının kurucuları arasında yer alan baba-oğul Vahap Küçükler'in öğlen yemeğinde misafiri olmuştu. Dün Vahap Küçük'e "Demokratikleşme Paketi'ni siz nasıl buldunuz" diye sorunca şöyle dedi:
"İlk ve son olmaması gerekir. Devam etmesini bekliyoruz. Atılmış önemli ve iyi niyetli bir adım olarak görüyorum.
Refah, gelişmişlik, zenginlik istiyorsak, bunun yolu demokrasiden geçiyor.
Yetersiz, eksik olabilir ama devam etmesini temenni ediyoruz." Vahap Küçük özellikle çözüm süreciyle birlikte bölgede önemli bir rahatlama olduğunu kendi işlerine pozitif yansımayla da açıklıyor. "Bir çok meslektaş yatırım için kulak kabarttı.
Biz de mesela Malatya'nın dışında şimdi Batman'da da üretim yapıyoruz" diyor. Daha önce hiç olmadıkları bölgelerde örneğin Şırnak ve Silopi'de mağaza açmak için bölgeye gittiklerinden söz eden Küçük konuyu anayasa değişikliğine getiriyor ve artık Demokratikleşme Paketi'yle birlikte anayasa değişikliği konusunda çaba harcanmasını istiyor.
Küçük, "Siyasilerin biraz daha parti çıkarlarını değil de ülke çıkarlarını öne çıkarmalarını istiyoruz" diyor.
Dün baktım TÜSİAD'ın paketle ilgili açıklaması da fevkalade olumlu. "Uzun bir aradan sonra, bugün yeniden bir demokrasi paketi tartışıyor olmak demokrasi iklimi adına bizatihi olumludur" demişler ve Türkiye'nin yeniden demokratikleşme, reform ve AB gündemine dönme iradesini önemli ve umut verici bulduklarını dile getirmişler.
TÜSİAD da açıklamasında anayasa çalışmalarının başarıyla sonuçlandırılmasının beklentisi içinde olduğunu vurgulamış.
Demokratikleşme Paketi tartışmaları kuşkusuz devam edecek. Umarım tartışa tartışa Türkiye kendine çok yakışan tam demokrasiye kavuşacak.
Başbakan Erdoğan Demokratikleşme Paketi ile bu yolu bir daha kapanmamacasına 30 Eylül 2013'te açtı.
Hayırlara vesile olsun.