'Hafta sonları Cidde'deyim. Çünkü onlar çalışıyor. Hafta içi de havalimanı işletmemiz olan diğer ülkelere seyahat ediyorum' diyor TAV CEO'su Sani Şener. Cidde'den henüz gelmiş.
Ne zaman tatil yaptığını merak ediyorum, 'Yapmıyorum aslında' diyor ama halinden de şikâyet etmiyor. Havada yaşıyor adeta. TAV'ın bugüne kadar yaptığı terminal binalarının sayısı 12'yi buldu. Şener de öyle bir CEO ki oturduğu koltuktan operasyonu yönetmiyor, bizzat sahaya iniyor ve işlerin her kademesiyle yakından ilgileniyor. Öyle olunca da şirket 2010'da 47.6 milyon yolcusu varken 2020 hedefi olarak 100 milyon hedefi koyuyor ama daha bir yıl geçmeden yolcu sayısını 62.5 milyona çıkıyor. Ortada bariz bir başarı var.
Sani Şener'le ilk kez yayımlanan TAV Havalimanları Sürdürülebilirlik Raporu üzerine konuşmak için buluştuk. TAV'ın Sürdürülebilirlik Grubu Lideri Necdet Büyükbay ile birlikte raporun önemini anlatırken, 'Bakın bunu yapıyoruz diye bizi göklere çıkarın falan istemiyorum. Ama düşünün ki Türkiye'de sadece 20 şirket yapıyor. Oysa çoğalmalıyız, farkındalığı anlatmak, örnek olmak istiyoruz' diyor.
Düşünün ki dünyadaki 30.6 milyar ton karbon salınımının yüzde 3'ü havacılık sektöründen geliyor. Her ne kadar uluslararası havacılık örgütlerinde aktif üye olan Sani Şener, 'Sektör haksız eleştiriliyor. Google'da yaptığınız bir tıklama bir kahvenin pişirilmesi kadar enerji tükettiğini biliyor muydunuz? Ama nedense havacılık sektörü daha fazla göze batıyor' dese de özellikle uçakların kullandığı yakıtların atmosfere verdiği kirlilik hepimizi daha çok rahatsız ediyor.
O nedenle TAV'ın sürdürülebilirlik raporunda öncü olmasını çok önemsiyorum. 72 sayfalık raporda şirketin neler yaptığı tek tek anlatılmış. Ancak kısaca özetleyecek olursam, şirket özellikle İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya'da işlettiği terminallerde elektrik tüketimini etkin kullanarak 5 milyon kilowatsaat tasarrufta bulunmuş. Bunu nasıl mı yapmış? Üniversiteyle işbirliği yaparak sahip olduğu bütün binaların dıştan termal imajını yani bütün ısı kaçaklarını ortaya çıkarmış ve tüm bu açıkları kapatmaya başlamış. Mesela Nasa'nın da kullandığı ısı koruyucu bir boyayı çatılarda kullanmaya başlamış.
Neticede tam 3 bin ağaç dikmeye ya da 300 aracı trafikten çekmeye eş değer bir enerji tasarrufunun yolu açılmış. TAV bu işi öylesine ciddiye almış ki yurtdışından 2010 yılında çevre konusunda yenilikçilik ödülü de bu şirkete gitmiş.
Tek tek bakınca küçük görülebilir ama bir araya geldiğinde TAV'ın aldığı önlemler, hassasiyet gösterdiği noktalar karbon salınımına büyük katkı yapmış. Mesela köprülerde kullanılan araçların tamamı hibrid. Havaş'ın tüm araçları elektrikliye dönüştürülüyor. Yağmur sularının kullanımı, atıkların tamamen arıtılıp öyle sisteme geri verilmesi, daha az su tüketilmesi gibi tedbirleri yan yana koyunca TAV, karbon salınımının 33 bin ton azaltılmasına yardımcı olmuş.
JFK'ye lounge yapacak!
Sürdürülebilirlik konuşmak için buluştuk ama Sani Şener'den yine bir sürü yeni haber öğrendik. Şener'e, espriyle karışık 'Hazır dünyanın birçok bölgesinde terminal yapıyorken, elinizi New York'taki içler acısı haldeki JFK Havalimanı'na da atsanız' diyorum. Şener de, 'Terminal yapmıyoruz ama yakında orada özel bir bekleme salonu açacağız. Katar'daki salonumuz hizmete girdi' diyor. Sonra da Londra Belediye Başkanı'nın İstanbul'dan ayrıldıktan sonra blokunda yazdığı, 'İstanbul'un etkileyici havalimanından Heatrow'a inince kendimi 3'üncü dünya ülkesine gelmiş hissettim' cümlesine atıfta bulunuyor. Şener de Londra Belediye Başkanı da haklı. Gelişmiş birçok ülkenin havalimanı resmen dökülüyor.