Japonya'yı derinden sarsan son deprem ve hemen arkasından gelen tsunaminin ülke ekonomisine zararı büyük olmuştu. O günlerde Godiva çikolatalarının patronu Murat Ülker ile bir Fenerbahçe maçında karşılaşmış, markanın en büyük pazarlarından biri olan ve satışların üçte birinin gerçekleştiği Japonya'da Godiva'nın durumunu sormuştum. O da bana İstanbul'dan Yıldız Holding Başkan Yardımcısı Burak Elmas ve Godiva CEO'su Jim Goldman'ın hemen Tokyo'ya gidip durum değerlendirmesi yaptıklarını ve ona göre bir strateji belirleyeceklerini söylemişti.
Godiva açısından Japonya'nın önemini şöyle anlatabilirim. Ülkede 240 tane Godiva mağazası var. Japonlar, süslü ve pahalı ambalajlarda satılan bu çikolatayı çok seviyor. Öyle ki, Godiva bu ülkede sürekli büyüyor ve ilginç bir şekilde, örneğin 14 Şubat Sevgililer Günü'nde erkeklerden ziyade kadınlar eşlerine ve erkek arkadaşlarına çikolata hediye ediyor. Godiva sürekli Japonya'ya zencefil gibi özgü tatlar ekliyor, Japonya'da yetiştirilen çilek de özellikle kullanılarak yeni ürünler çıkarıyor. Yani Japonların bu markaya özel bir tutkusu var.
İşte deprem sonrası bir anda bütün Japonya altüst olunca Godiva'nın stratejisi de merak edilmişti. Ne de olsa herkes ülkedeki satışların bir anda düşeceği ve büyümenin duracağı düşünülüyordu.
Bu arada ilginçtir, Japonya'daki birçok uluslararası önemli marka değişik stratejiler içine girmişti felaket sonrası. Örneğin hazırgiyimin önde gelen ismi H&M merkezini ve tüm çalışanlarını bir hafta içinde başka bir bölgeye taşımıştı. 2 milyon dolara mal olan bu taşımanın gerekli olup olmadığı tartışılıyordu. Çünkü daha sonra bu ünlü marka yeniden eski lokasyonuna geri dönmüştü.
CEO Goldman ve Elmas'a "Siz çalışanlarınızı ve çikolata depolarını taşıdınız mı?" diye sorunca Godiva'nın Japon halkı ne yapıyorsa, krize nasıl reaksiyon veriyorsa aynı şekilde reaksiyon verdikleri cevabını aldım. Elmas, "Kimse yakınlarını bırakıp da başka yerlere gitmedi. Sakince bekledi. Biz de hemen depolar konusunda yeni yerler ayarladık ancak taşımadık, bekledik. İşler zaten düşündüğümüzden de çabuk toparlandı" diyor. Bunun neticesinde Godiva yıllardır hiç büyüyemediği Japonya'da bu yılı da sadece yüzde 10 gibi önemli bir büyüme ile kapatmıyor, aynı zamanda kârını da büyümeden hızlı artırıyor.
Tüm bunlar daha önce yüzde 100 halka açık bir şirket tarafından yönetilen ancak üstüne pek de düşülmeyen Godiva'nın asıl işi çikolata ve şeker olan bir grup tarafından yönetilmeye başlayınca ve üstelik de bir aile şirketine emanet edilince ne kadar hızlı ve yerinde kararlar alarak pazardaki konumunu güçlendirdiğini anlatıyor. Sanırım geriye tek bir sorun kalıyor ki belki Murat Ülker öyle düşünmüyor olabilir ama ABD'de Godiva'nın sahibinin bir Türk şirketi olduğu bilinmiyor.