Evet yanlış duymadınız. Öyle bir mont ki, eski tip montlar kadar güzel ısıtıyor ancak sadece 199 gram. Tüy gibi hafif, üstelik fiyatı 80 doların çok altında. Katlanınca o kadar küçülüyor ki taşımak için minik bir şemsiye torbası yeterli oluyor ki o da montla birlikte satılıyor.
Yüksek teknolojinin hayatımızın her alanına girdiği şu günlerde, Japonya'nın bir anda herkesi etkisi altına almayı başaran konfeksiyon markası Uniqlo uzun yıllar sonra girdiği ABD pazarında bizim de dikkatimizi çekti.
İlginç olan şu. ABD gibi GAP'ten aynı kıyafetleri alarak, ulusal kıyafet hissi yaşamayı çok seven bir ülkede tamamen kendi tarzını yaratabildiğin bu mağaza GAP'ten daha çok ilgi çekmeye başlamış.
GAP'in ABD'deki mağazalarının bir kısmını kapatmaya başladığını ve ilk kez H&M gibi hızlı büyüyen bir marka tarafından satın alınabilme opsiyonunun konuşulduğu bir ortamda, yeniliği yakalayan markaların nasıl dikkat çektiğinin en güzel örneği Uniqlo.
Mağaza bildiğiniz hiç bir mağaza konseptine benzemiyor. Kendinizi bir süpermarkette hissediyorsunuz ve 6 ile 10 dolar arasındaki tişörtleri dizi dizi raflarda özel ambalajlarda alışveriş çantanıza atarak ilerliyorsunuz. Kaşmir gibi pahalı ürünler de bu demokrat mağazada karşınıza 49 doların altındaki fiyatlarla çıkabiliyor. Niye bu markayı Türkiye'ye getirmek bizim işadamlarının aklına gelmemiş, doğrusu merak ediyorum.
Uniqlo, şık moda markalarından Theory'nin de sahibi olan Fast Retailing'e ait ve şirketin yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri özellikle ilgimi çekiyor. Özellikle de her faaliyetini takip ettiğim dünyadaki fakirliğe müthiş çözümler sunan Bangladeşli Profesör Muhammed Yunus ile birlikte yürüttükleri projede. Uniqlo, Yunus'un kadınlarla ilgili projelerinden biri olan ve Bangladeşli kadınları üretimin içine alan The Grameen Ladies'in bir parçası.