Birbirini ezen öncelikteki gündem maddelerimiz arasında Contemporary İstanbul bir nefes gibi. Önceki gün kapılarını açan Türkiye'nin ilk çağdaş sanat fuarının üst katına çıktığımda Ali Güreli'yi tepeden fuar alanını seyrederken buldum. Hummalı çalışmalar bittiği, galeriler yerini aldığı için o da derin bir nefes alıyordu sanki...
Bu yıl 6'ncısı düzenlenen Contemporary İstanbul, 526 sanatçı, 3 bin eser, 42'si yurtdışından olmak üzere toplam 90 çağdaş sanat galerisi ile dev bir sanat gösteri merkezine dönüşmüş adeta. Ali Güreli, Hasan Bülent Kahraman, Rabia Bakıcı Güreli, Stephane Ackermann ve Ali Akay'la birlikte küçük bir ekibin gece gündüz çalışmasının eseri geçen yılın iki katı büyüklüğünde yani tam 12 bin 500 metrekarede resimden, heykele, videodan, enstelasyona kadar birçok alanda sanat eseri sanatseverle buluşuyor.
Güreli belli ki bu yıl geçen yıldan daha büyük bir ilgi bekliyor fuara. Ön izleme gününde iki saatimi Lütfi Kırdar'ın Rumeli Salonu'nda başlayan Contemporary İstanbul'a ayırdım ve birbirinden çarpıcı sanat eserleri gördüm.
Selma Gürbüz, Kezban Arca Batıbeki gibi ünleri yurtdışına taşan ve yabancı galeriler tarafından temsil edilen kadın ressamların eserlerine hayran kaldığım kadar, Devrim Erbil hocanın resimlerinin yanı sıra 'İstanbul'a Dokunmak' isimli üç boyutlu videosunun önünden de uzun süre ayrılamadım. Videonun fiyatı 100 bin liraydı. Selma Gürbüz'ün son eserlerinden birinin fiyatı 70 bin euro idi. Ressam Komet de oradaydı, hafızasına her daim hayran kaldığım Mehmet Güleryüz de...
Ön izlemenin daha ilk dakikalarında, etrafta hızla dolaşan yerli ve yabancı koleksiyonerlerin birçok esere çoktan opsiyon koyduğunu ya da satın aldığını gözlemledim.
Hüsnü Özyeğin, Ömer Aras, Ömer Koç, Mustafa-Lüset Taviloğlu, Halis Komili, Tayfun Beyazıt, Akın Öngör gibi isimler ilk karşılaştıklarım oldu.
Geçen yıl eseri 1.5 milyon dolara satılınca bütün dikkatleri üzerine çeken Ahmet Güneştekin ile bu kez 'Saf Adalet' isimli 600 farklı ve rengarenk parçadan oluşan dev eserinin önünde sohbet ettim.
'Ortadoğu'da diktatörler masum insanlar öldürülüyor...' diyerek eserinin temasını neden adalet üzerine kurduğunu anlatan Güneştekin, eserin fiyatı konusunda ise hiçbir şey söylemedi. Ben dolaştığımda henüz kimse opsiyon koymamıştı ancak eserlerine büyük ilgi gösteren ve müzesini Zaha Hadid'e çizdiren Demet Sabancı-Cengiz Çetindoğan ikilisinin bu eseri de müzeye alacağına kesin gözüyle baktım.
Işık oyunlarının etkisiyle şekilden şekle giren Burhan Doğançay'ın eserleri ise karanlık bir odada sergileniyor fuarda. Burhan Doğançay, mini sohbetimizde, güneş ışığında sergilenmesi gereken eserleri karanlık bir ortamda yine de izleyiciyle buluşturmak istediğini anlattı.
Akbank'ın desteklediği Contemporary İstanbul'da bu yıl Zorlu Grubu da var. Her gün önünden defalarca geçtiğim ve o yolu kullanan biri olarak bir an önce bitmesi için gün saydığım Zorlu Center'ın birbirinden ilginç fotoğraflarını Cemal Emden çekmiş. İşte bu fotoğraflar da fuarda sergileniyor.
Bakalım sanat fuarına bu yıl beklendiği gibi 60 binden fazla ziyaretçi gidecek mi?
Değeri 55 milyon doları bulan 3 bin eserin yüzde kaçının satılacağını da çok merak ediyorum.