Mürefte bölgesi üzüm bağlarıyla dolu ancak ne yazık ki çiftçinin bilgisi yeterli değil. O nedenle Sabancı'nın bu bölgede yatırım yapması o bölgede de pozitif anlamda bir değişime sebep olmuştu. Örneğin Orhan Türker, 1994'te hiçbir bağın dikili olmadığını, ilk dikili bağı kendilerinin kurduğunu sonra köylünün de bunu görerek dikili bağlar kurduğunu hatırlattı bize. Bölgeye ilk yabancı fideyi de Gülor getirmişti. Ama tabii toprak, iklim gibi önemli testlerin sonucunda bu kararı vermişlerdi. Bunu şunun için söylüyorum. Adnan Erem, Öküzgözü ve Boğazkere'nin Güneydoğu'da yetişen üzümler olduğunu ve ancak ne yazık ki Denizli'de yetiştirmeye başlanmasından dolayı domates kokulu şaraplar ortaya çıktığını üzülerek anlatıyor. Bizim Gülor'da içtiğimiz şaraplarda o bölgenin dağ meyveleri; ahududu ve siyah kirazın tadını almamız boşuna değil yani. Gülor, bölgenin şarap konusunda kendini geliştirmesi için üniversite ile işbirliği yapıyor.