Biri Türkiye'nin en büyük holdinglerinden birini yani Ülker'i yönetiyor. Öteki bu ülkenin tek başına ayakları üstünde durmayı başaran, genç tasarımcılardan biri. Murat Ülker ve Arzu Kaprol. Bu ikilinin ortak bir özelliği var. Her ikisi de lüks segmentinde dünyaca tanınmış isimlerle çalışmaya başladı.
Murat Ülker daha önce Godiva yönetim kurulunda da yer alan Burberry'nin efsane CEO'su olarak tanınan ABD'li iş kadını Rose Marie Bravo ile Ülker'de kendisine danışmanlık yapması konusunda anlaştı.
Arzu Kaprol ise dünya çapında Arzu Kaprol markasının pazarlanması ve Paris Moda Haftası'nın takviminde yer almak konusunda, dünyanın en ünlü moda markalarından biri olan Jean Paul Gaultier'i 25 yıl yöneten Donald Potard ile iş birliği yaptı.
İlginç değil mi? Godiva boşu boşuna bir Türk şirketi tarafından satın alınmıyor. Murat Ülker gibi yeni nesil patronlar, hem yeniliğe bakış açıları hem de en iyi bilgiye ulaşma konusunda farklı bir bakış açısını temsil ediyorlar. Yıl biterken Godiva mağazasında sohbet etme fırsatı yakaladığım Ülker, yönetim kurulunun önünü açmakta sakınca görmediğinden söz etmişti ve uzun uzun Rose Marie Bravo'nun özelliklerini ve kendisine yapacağı katkıları anlatmıştı.
Türk modacıları için ise Paris Moda Haftası'nda yer almak çok önemli bir aşama. Kaprol bu haftanın takviminde yer almak için kurulun karşısına çıkıp uzun uzun kendisini anlatmak yerine farklı bir yol izleyip, istediğini almış. Hoş tabii Donald Potard'ın markaya, Kaprol'un tasarımının gücüne inanması şart. Belli ki inanmış, geçen yıl bu önemli haftaya katılan Arzu Kaprol'un sunumunu Donald Potard bizzat kendisi yapmış. Arzu Kaprol, Potard ile marka için hangi pazarların uygun olduğu ve girilmesi gerektiği konusunda çalıştıklarını söylüyor ve işlerin Donald Potard'ın katkısı ile daha da kolaylaşacağını anlatıyor. Kaprol markalı ürün sayısı senede 10 bini bulmuş durumda. Katma değeri son derece yüksek ürünler olduğundan ihracat açısından taşıdığı önemi takdir edersiniz.
Burada sadece iki örnekten söz ettim. Kuşkusuz iş dünyasında başka güzel örnekler de mevcut. Avrupa'da yaratacılık da üretim de, sanayi de bir noktaya geldi ve tıkandı. Bunu her konuştuğum yabancı danışman, CEO ya da başkan öyle ya da böyle dile getiriyor. İşte bu nedenle Türkiye'nin tasarımcıları da, markaları da, şirketleri de herkesin ilgisini çekiyor.