Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

Bankacılıkta bizim paralar uçtu, gayrimenkul hiç değilse somut!

'Rantiye olmak bana göre değil' diyen Nuri Akın:

Hüsnü Özyeğin, hayallerinin peşinden gitti yine ve en iyi bildiği işi Türkiye'de yapmak için bir banka satın alıverdi. Geçen hafta bir başka eski bankacı ile buluşmuştum. Tekstilbank'ın kurucusu Nuri Akın.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın banka kurması için izin verdiği ilk kişi olarak biliniyor Nuri Akın. 1986'da Tekstilbank böylece kurulmuştu. Ancak ekonomi sayfalarını takip edenler iyi hatırlar; Akın, her ne kadar kendi şirketlerini bankası aracılığı ile fonlamadıysa da 2001'deki devalüasyonun ardından çok zor günler yaşadı. Pek çok bankacının hayatı da bir günde kabusa döndü.
İşte o nedenle buluştuğumuz gün bana, Nuri Akın "Bankacılıkta bizim paralar uçtu" diyerek bir daha bankacılığa dönmeyeceğini ve neden gayrimenkul sektörüne yatırım yaptığını anlatmaya başladı. Tekstil sektöründe 400 yıllık geçmişi olan bir ailenin üyesi Nuri Akın'ın hayalinde hep bankacı olmak varmış. Ama işte büyük hevesle girdiği bankacılık sektöründe, Akın aradığını bulamamış.

İplikte kalmak mantıksız
Nuri Akın, iplik piyasasının ünlü ismi Edip İplik'i 2008'in son günü kapattı. Halka açık bir şirket olduğu için aslında yumuşak bir geçiş yaptı ve Edip İplik'i Edip Gayrimenkul'e çevirdi. Nuri Akın, devamlı zarar eden bir iş haline gelen iplikte kalmanın bir mantığı olmadığını söylüyor. Oysa Akın Tekstil çok modern bir fabrika. İstanbul'dan Lüleburgaz'a taşıdıkları fabrikanın Balkanlar'ın en büyük boyahanesi olduğunu kendisi söylüyor. Öyle ki 1960'ların ortalarında Almanya'daki fabrikalar süperken bizim tekstilcilerimiz oralardan bir şeyler öğrenmeye çalışırlarmış. Oysa şimdi durum tam tersine dönmüş. Türkiye'deki tekstil fabrikaları son derece modern. Bu kez Tayvan'dan, Çin'den gelip teknolojiyi öğrenmeye çalışıyorlarmış. Ama tabii iplikte durum öyle değil. Nuri Akın, daha kaliteli iplik üreteceğim desen bile en fazla yapacağın şeyin dikiş ipliği yapmak olduğunu söylüyor ve ipliğe daha fazla bilgi katmanın mümkün olmadığını hatırlatıyor.
Özetle Akın kapattığı, taşıdığı fabrikalar nedeniyle bir anda İstanbul'da çok değerli arazilerin sahibi konumunda bulmuş kendini. Peki insan sırf bu nedenden gayrimenkul işine girer mi? Üstelik de Türkiye'nin krizleri bir yana dünyanın altını üstüne getiren büyük bir kriz herkesin canına okurken elini yeniden taşın altına koymak niye?

Bir işin olacak mutlaka!

Akın, İkitilelli'deki fabrika arazisinin yerine birkaç hafta önce açılışını yaptığı 212 isimli bir alışveriş merkezi inşa etti. Bu yatırım için 120 milyon euro harcadı. Hemen yanında ise Ali Ağaoğlu ile birlikte 500 daireden oluşan bir rezidans için kolları sıvadı. Üstelik öyle görünüyor ki bunlarla da yetinmeyecek, daha büyük projeler için de çalışacak.
"Zamanında tekstilden çok iyi paralar kazandık. Gayrimenkulden öyle para kazanmadık henüz. Neticede alışveriş merkezini tek tek satmıyorsunuz. Hepsini tutmak zorundasınız ve bu başlı başına bir iş. Kriz de yordu bizi. Ama işte ben şunu bilirim. Bir işin olacak. Rantiye olmak bana göre değil. Evet haklısınız, arsaları satabilirdim. Ama 2002-2006 arasında çok sıkıldım. Yani bankayı ortağıma bıraktım. Eskiden yaptığım işlerin başına kardeşlerimi getirdim. Elimde iyi arsalar vardı. Gayrimenkule girmek çok mantıklı geldi."
İşte böyle özetliyor Nuri Akın, gayrimenkul sektörüne giriş sebebini ve yeni yatırımlara neden göz kırptığını. Zeytinburnu'nda, Beylikdüzü'nde, Esenyurt'ta ve hatta boğazda arsaları var Nuri Akın'ın. Hepsiyle ilgili de şu anda kafasında şekillendirdiği projeleri.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA